13 Eylül 2014 Cumartesi

Kısaltma grupları hakkında ayrıntılı ve öğretici bilgiler

GİRİŞ
  Değerli hocalarımız kısaltma grubu hakkında genel anlamda aynı değerlendirmelerde bulunmuşlar. Bazıları bu grubu biraz geniş tutarken bazıları ise daha kısa bir şekilde ve işin özünü örnekler üzerinde göstererek bizlere sunmuşlardır. Uzun değerlendirme yapan hocalarımızdan birisi de Prof. Dr. Günay Karaağaç’tır. Değerli hocamız bu grubu şu şekilde ayırmıştır ve değerlendirmiştir;
 Kısaltma Öbekleri: Söz öbekleri ve cümlelerden yıpranma ve eksiltme (ellipsis) yoluyla ortaya çıkan öbeklerdir. Kısaltma öbekleri, herhangi bir söz öbeği veya cümle yapısının kısaltılması ve daha sonra da bu yapının örnek- senmesi ile yaygınlaşmış, böylece de diğer öbek ve cümlelerin yanı başında birer ayrı yapı haline gelmişlerdir.
a. İsnat Öbeği: Biri diğerine isnat edilen iki isim, isnat öbeğini oluşturur. Bu öbekte isnat olunan öge başta, isnat edilen öge sonda bulunur. İsnat edilen öge, bir özelliğin, bir niteliğin adıdır. Deyim yerindeyse, ters dönmüş sıfat tamlamasıdır; ancak isnat öbeği, isim-fiil veya zarf-fiil öbeğinden kısalmış ya da isim cümlesinden kalıplaşmıştır.
1.             İyelikli isnat öbeği:
[isim + iyelik] + [isim + 0] 0 + [isim + hal eki]
başı açık, gözü tok, yüzü koyun, sütü bozuk, eli açık, eli bağlı, başı dumanlı, aklı havada, sohbeti tatlı, canı tez, karnı burnunda, cinleri tepesinde.
2.             İyeliksiz isnat öbeği
[isim + 0] + [isim + 0] 0 + [isim + hal eki]
yüz yukarı; baş aşağı; el işte; göz oynaşta; kelle koltukta; ayak yalın; baş açık; üst baş perişan.
b. Hal veya Edat Öbekleri: Hal ekleri veya çekim edatları, dillerin başlı­ca söz bağlayıcılarıdır. Bunlar olmadan, hiçbir dilde söz dizimi gerçekleştiri­lemez. V+V ve V+E biçiminde başlıca iki amaçlı olan dil kullanımı formülün­deki (+) işareti, isim hal ekleri veya son çekim edatlarını ifade etmektedir. Türkçe, ilk devirlerinden beri, isim çekiminde, hem hal eklerini hem de çekim edatlarını kullanmaktadır.
Türkçede, birçok dil gibi, çekimlik söz öbekleri, yalın hal çekimiyle ve il­gi hali çekimiyle kurulur. Yine Türkçe, birçok dil gibi, niteleme öbeklerini yalın hal çekimiyle, iHşMendirme öbeklerini ilgi hali çekimiyle kurar.
Yalın hal çekimi, birçok dil gibi Türkçede de niteleme öbekleri yapan sı­fat halidir. Yalın hal çekimi, çekimlik söz öbeklerinden niteleme öbekleri ya­par.
İlgi hali çekimi, birçok dil gibi Türkçede de ilişkilendirme öbekleri yapan isim tamlaması halidir. İlgi hali çekimi, çekimlik söz öbeklerinden ilişkilen­dirme öbekleri yapar.
Türkçede, birçok dil gibi, yapımlık söz öbekleri, yalın hal ve ilgi hali dı­şındaki çekimlerle kurulur. Yine Türkçe, birçok dil gibi, yapımlık söz öbekleri­nin bir bölümünü, yalın hal ve ilgi hali dışındaki çekimlerle yapar. Bunlar Türkçede kısaltma öbekleri olarak da bilinirler. Kısaltma öbekleri, önce genel- leşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekle­ridir. Yaygın kullanım ve genelleme kalıplaşmayı sağlar, sonra da cümlenin yüklemi eskitilerek, hal ekli söz veya yapı, kendisinden sonra gelen ismi nite­ler hale gelir. Yüklem düşürüldüğü için, hal ekli söz veya yapı, eylemi değil, ismi niteler ve sıfat gibi algılanır. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşü­rülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s. 175-176)
1. Yalın Hal Öbeği: Yalın hal, ismin hiçbir varlık veya özellikle ilişkilen- dirilmediği; fakat dilin sözlük kullanımından farklı bir durumdur. Yukarıda sözü edildiği gibi, sözlükte bir özellik adı olarak, bir isim olarak yer alan sıfat ların sıfatlığı, ancak söz diziminde gerçekleşir. Bu yüzden, yalın hal öbeği, bir sıfat tamlaması halidir. Çekimlik bir öbektir. Kısaltma öbeklerinden değildir.
Bu hal, ismin hiçbir varlık veya özellikle ilişkilendirilmediği bir haldir; fakat dilin sözlük kullanımından farklı bir durumdur. Yalın hal çekimi, söz öbeklerinde niteleyici, yani sıfat hali; cümlelerde ise, yapıcı veya olucu, yani özne halidir. İsimlerin başka bir öğeye bağlı olmayan normal teklik, çokluk ve iyelik şekilleri yalın halleridir: ev, evler, evim gibi. Yalın hal, Türkçede eksizdir. Bu yalın şekil, diğer durumlar için de kullanıldığı için, bazen belirsizlik hali diye de adlandırılır. Dediğimiz gibi, yalın hal, söz öbeklerinde sıfat halidir.
Türkçede iki yalın isim yan yana geldiğinde, ilk isim, sıfat olarak algıla­nır; hatta cümlenin isimleştirildiği yapılar, yani fiilimsiler bile, ancak yalın olduklarında sıfat (söz öbeklerinde) ve özne (cümlede) olabilirler, bk. Nitelen-* dirme Öbekleri.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, Türkçede sıfat tamlaması olan ya­pılar, çekim bakımından yalın hal öbeğidir:
[isim + 0] + [isim + 0] [cümle (fiilimsi) + 0] + [isim + 0]
güzel kız; taş adam; taş kafa; duvar kişi; sıvı sabun; yanmış ev; yarın okula gele­cek (adam); Onun geleceği, bizlerin en büyük kaygısıdır.; adına şiirler yazılan (güzel); at gözlüğü ile gördüğümüz (dünya). (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s. 176-177)

2. İlgi Hali Öbeği: İlişkilendirme öbeklerinin ve isim tamlamasının temel halidir. Çekimlik bir öbektir. Kısaltma öbeklerinden değildir. Bugün yalnızca zamir, özel ad ve iyelikli sözlerle yapılabilen bir ilişkilendirme öbeğidir. Bu hal, varlığın, bir kişi ile veya başka bir varlıkla ilişkisi olduğunu ifade eden haldir. Bir isim, ilişkili olduğu diğer bir isme ilgi hali ekiyle bağlanır; asıl öge ise, isim tamlaması ve iyelik öbeğindeki gibi iyelik eki almaz. İlişkilendirme öbeklerinden olan isim tamlaması ve iyelik öbeklerinde iki bağlı birim kulla­nan Türkçenin asıl ilişkilendirme yolu, ilgi hali çekimidir.
Türkçe, sahiplik kavramının yoğun yaşandığı bir dildir; nitekim, söz öbeklerinde (ilgi hali + iyelik eki) ve cümlelerde (zamir + şahıs eki) iki gösterge kullanıyor olması da bunu açıkça ortaya koymaktadır. İlişkilendirme öbekle­rinde iki ilişkilendirici ve cümlelerde de iki özne göstergesi kullanan Türkçede, ilgi hali öbeği, bir ismin ilişkili olduğu diğer bir isme ilgi hali ekiyle bağlanma­sı ve ikinci ismin iyelik eki almamasıyla oluşur, bk. İlişkilendirme Öbekleri.
[isim (zamir/ özel ad/ iyelikli söz) + ilgi hali] + [isim + 0]
Görüldüğü gibi, ilgi hali öbeği, bugün yalnızca zamir, özel ad ve iyelikli sözlerle yapılabilen bir ilişkilendirme öbeğidir:
Senin kitap; benim okul; onun düşünce; Veli'nin araba; Ali'nin ev; dayımın kız; halamın çocuk.
İlgi hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
b.      İlgi hali öbeği çekimlik bir öbektir, kısaltma öbeklerinden değildir.
c.       İlgi hali öbeği, bir tür isim tamlamasıdır. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s. 177-178)

  3. Yapma Hali Öbeği: Yapma hali eki almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Öbeğin ilk öğesi, yükleme eki (-1 /-i/-u /- ü) taşır.
Yapma hali öbeğinin ikinci sıradaki öğesi, genellikle başka dillerden Türkçeye geçmiş sözlerdir. Gerek yabancı dillerden gelme, gerekse Türkçe olsun, niteleyici konumundaki ikinci öğeden sonra bir yardımcı fiil ihtiyacı belirmektedir; bu da bize, öbeğin kaynağının alıntı isimlere yardımcı fiil geti­rerek yapılan birleşik fiiller olduğunu göstermektedir. Birleşik fiilin yardımcı fiili düşürülmüş, fakat nesnesi nesne göreviyle kalmıştır. Yardımcı fiil kullan­madan kurulan yapma hali öbeği, diğer söz öbeklerinde de görüldüğü gibi, kalıplaşmış başka söz öbeklerinden ayrı bir yapıya sahiptir:

[isim + yapma hali eki] + [isim+ 0]
Çocuğu terbiye; musluğu kontrol; sürüyü satış; parayı teslim; işini ihmal; gele­ceği merak; haksızlığı şikayet; programı takdir; suçunu inkâr; nefsi terbiye; kitabı tutuş; adımı sayış; yemeği hak.
Yapma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)Yapma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: düşüncesini tasdik (etmek); boş yere kendi kendimi tayin ve tespit; seni istikbal.
b)Yapma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: küçük çocukları af yasası; saadetini fedaya razı, işine gelmeyenleri reddetmeye hazır.
c)Yapma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öbeği üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.178-179)

4. Yaklaşma Hali Öbeği: Yaklaşma ekli bir ismin bir başka isim ile kur­duğu söz öbeğidir. Öbeğin birinci öğesi yaklaşma eki (-a / -e) taşır. Sıfat tamla­masında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tam­laması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + yaklaşma hali eki] + [isim + 0]
her derde deva, başa bela; dile kolay; geçmişe bakış; paraya düşkün; sözüne sa­dık; canına minnet; cana yakın; güle aşık; kendine yabancı; adına layık; diline hakim; yaşama bağlı.
Yaklaşma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)           Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yo­luyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Yaygın kullanım ve genelleme kalıp­laşmayı sağlar, sonra da cümlenin yüklemi eskitilerek, hal ekli söz veya yapı, kendisinden sonra gelen ismi niteler hale gelir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
b)           Yaklaşma öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: ba­tının rüzgarlarına körkütük aşık bir borazan; üç gündür süren sancıma bir ilaç; yanık yerime merhem; sıkı sıkıya bağlı; derisi iki üç günde delinmeye mahkum bir küçük trampet.
c) Yaklaşma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s. 179-180)
5. Bulunma Hali Öbeği: Bulunma ekli bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Öbeğin birinci öğesi bulunma eki (-da/ -de /-ta / -te) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuru­luş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + bulunma hali eki] + [isim 0]
Yükte hafif; pahada ağır; işinde ciddi; az sayıda öğrenci; dam üstünde saksağan; verimlilikte yetersiz; uzayda patlama, ayda gezinti; binde bir; yüzde altı; bahçede oyun; közde kahve; düğünde göbek.
Bulunma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a.        Bulunma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma Öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: sahanda yumur­ta; onbir on iki yaşlarında bir çocuk; Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk.; uzaklarda bir yer; sözde değil, özde Türk; denizde kum, onda para.
b.        Bulunma öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: bir zil sesinde çığlıklar ve sıçrayışlar; damakta acı bir köpük lezzeti; parlak bilmece salınca­ğında çocuk; hayalet evde esrarengiz cinayet; belediye otobüsünde büyük kavga; kendi aleyhimde bir nefret.
c. Bulunma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.180)

        6.Uzaklaşma Hali Öbeği: Uzaklaşma ekli bir isim öğesinin başka bir isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte birinci öge uzaklaşma eki (-dan/-den /-tan /-ten) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi nite­leme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + uzaklaşma hali eki] + [isim + 0]
Sonradan göıme; elden düşme; tepeden inme; yandan çarklı; her yönden akın; boydan kısa; canından bezgin; güzellerden biri; kuzulardan yaşça büyük olanı; kızlardan akıllı ve güzel olanı; insanlardan nicesi; senin dediklerinden hangisi; aramızdan altısı.
Uzaklaşma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)           Yapma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: hiç yoktan bir kavga; bu çamurdan yuva; rengarenk kadifeden giysi; atlastan elbiseler; ötelerden ha­bersiz.
b)          Uzaklaşma öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: o nurdan heykel; anlam bakımından karşıtlık, yakınlık, eşlik vb.; Şimdiye kadar hiç tat­madığını düşündüğü bu duygulardan mutlu, yoluna devam etti.; çocuktan saadet; ya bir tahtadan at ya da boyalı tenekelerden bir lokomotifi hiç ihtimal vermediği bu tesa­düften ve kendisine daha imkânsız görünen bu aşinalıktan mesut; Şimdiye kadar hiç tatmadığını düşündüğü bu duygulardan mutlu, yoluna devam etti.
c)           Uzaklaşma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir.(Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.181)

   7.Vasıta Hali Öbeği: Vasıta eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, vasıta edatı ya da vasıta eki (-la / -le) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
       [isim + vasıta ek veya edatı] + [isim + 0]
Çuvalla(ile) para; trenle(ile) yolculuk; baba parasıyla hovardalık; parayla saadet; kendisiyle barışık; aileyle tatil; silah zoruyla yemek; sıcak suyla banyo; sopayla dayak; çalışanlarla toplantı.
Vasıta hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a.      Vasıta hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, ön­ce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: bir yığın artıklarla ziyafet; yarı yolda kalmışlarla dolu; güneşle dolu; trenle yolculuk.
b.      Vasıta hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: bü­tünüyle dil dışı bir konu; orta büyüklükte bir sandalla gezinti; dillerdeki ses-ile ilgili değişiklikler, Rahmetinle de kahrınla da güzelsin.
Vasıta hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s.181-182)

8. Yön Hali Öbeği: Yön eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, yön eki veya edaü taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + yön ek veya edaü] + [isim + 0]
İleri düşünce; yukarı taraf; dışarı yolculuk; içeri baskı; yukarıya doğru çıkıntı; İzmir'e doğru yolculuk.
Yön hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a. Yön hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: dışarı çıkıntı; dışarıya doğru çıkıntı; içeri yürüyüş; içeriye doğrıı yürüyüş.
b.      Yön hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: dağ­lardan öteye doğru yolculuk; ağızdan ciğerlere ılık nefes.
c.     Yön hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s.182-183)

9) Eşitlik Hali Öbeği: Eşitlik eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, eşitlik eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi nite­leme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + eşitlik ek veya edatı] + [isim + 0]
Delicesine sevgi; kardeşçe yaşayış; oldukça kötü bir rol; birtakım delice hülyalar; milyonlarca çocuk; olanca gerçeğiyle; tabiatın başka varlıklarından ayıran başlıca özel­lik; oldukça kuvvetli bir çocuk hastalığı; yeterince yağış; dostça sesler; insanca davra­nış; çocukça gülüş.
Eşitlik hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
         a) Eşitlik hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, ön­ce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: insanca davranış; in­san gibi davranış; dağ kadar adam; çocukça sevinç; domuz gibi güçlü.
b)       Eşitlik hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: ekin iti gibi burnu havada; oyuncağına kavuşmuş çocuk gibi mutlu; yeni sofradan kalkmış kadar tok.
Eşitlik hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.183)

10)Benzerlik Hali Öbeği: Benzerlik eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, benzerlik eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır:
[isim + benzerlik ek veya edatı] + [isim + 0]
Pamuk gibi eller; yumruğum kadar armut; kapı gibi adam; deve gibi çocuk; dün­ya kadar sevgi.
Benzerlik hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)Benzerlik hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğim zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: pamukça eller; pamuğumsu eller; pamuk gibi eller.
b.       Benzerlik hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: maden ocağından gelen bir işçi gibi yorgun; su gibi durgun; eşinin ölüsünün başında bekleyen angut kuşu kadar üzgün; senin sesini duymuş kadar mutlu.
Benzerlik hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.183-184)

11. Karşılaştırma Hali Öbeği: Karşılaştırma eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, karşılaştırma eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Söz öbeklerinde ve cümlelerde, var­lığın başka varlıklar ile, eylemin gerçekleşme biçiminin de başka eylemlerle karşılaştırıldığını göstermek için, karşılaştırmaya konu olan ad, karşılaştırma çekimine sokulur. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır. Bu çekim için kullanılan belli başlı edatlar şunlardır: teg (> dek, -dak/-dek/-day/~dey), tegi, teki, tekli (> tekli, tiklim ), ten (> tefi, tenle, tenli), yanlı, yanlıg, çağlı (> çağlı, saldı, çaklı), çen (> şeni), çenli (> çelli > -şallı/şelli), dakın (-değin), değin (< tigin), denlü, tenli, menizlig, sınar, siyaktı, sıman, kibi (> gibi, bigi, yimik, kibik kipli, kimi).

[isim + karşılaştırma ek veya edatı] + [isim + 0]
benim kadar mutlu; senin gibi adam; su kadar saf; sen gibi güzel; sudan daim (hafif); benden daha (güçlü); akarsudan daim temiz.
Karşılaştırma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
           a) Karşılaştırma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbek­leri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden olu­şan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: büyürek ağaç, ufarak kitap; kitap kadar değerli arkadaş; melek gibi güzel huylu kız.
         b) Karşılaştırma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği ola­bilir: Bir mücevher kadar temiz olan yüreciği dün durdu.; Seni dinlemek, defalarca okuduğum bir kitabı tekrar okumak kadar sıktaydı.
c)Karşılaştırma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.184-185)

12. Sebep Hali Öbeği: Sebep eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, sebep eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi nite­leme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + sebep ek veya edatı] + [isim + 0]
Allah rızası için yardım; dönmek üzere gidiş; sel yüzünden zarar; gecikme dola­yısıyla ceza; köfte için kıyma; maaş yüzünden grev.
Sebep hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a. Sebep hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, ön­ce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yiiklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: sevgi için emek; başarı için çaba; içmek için sebep.
b.       Sebep hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: ye­ni bir dünya için yeni bir düzen; güzel yüzünü görmek için bahanene; bir daha hiç dön­memek üzere gidiş.
c.      Sebep hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir.(Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s. 185-186)

13. Sınırlandırma Hali Öbeği: Sınırlandırma eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, sınırlandırma eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üsüenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + sınırlandırma ek veya edatı] + [isim + 0]
İzmir'e kadar yolculuk; Ankara'dan İstanbul'a (kadar) yolculuk.
b.        Sınırlandırma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: Çok sevdiğimiz İzmir'den yeşil Kıbrıs'a kadar güzel bir yolculuk yaptık.; Er- ciyes'in doruğuna kadar tehlikeli bir yolculuk.
c.      Sınırlandırma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.186)

Bir diğer hocamız H.İbrahim Delice ise kısaltma grubunu şu şekilde sınıflandırmış ve tasnif etmiştir.
KISALTMA ÖBEKLERİ
1.Ayrılma Öbeği:
            AÖ=İSİM + AYRILMA HALİ EKİ/ YALIN İSİM
Ayrılma eki almış bir isim unsurunun yalın hâldeki başka bir isim unsuru ile kurduğu kelime öbeğidir. İkinci unsur genelde bir vasıf ismidir: içten pazarlıklı; kendinden emin; gözden ırak gibi.
Unsurları bir kelime öbeği olabilen bu öbek, kelime öbekleri ve cümle içinde isim, sıfat ve zarf görevlerinde kullanılabilir. Bin yıldan uzun(sıfat) bir gece; o gözden ırak(=zarf),tercih etti gibi.
2.Belirtme Öbeği:
    BÖ = İSİM + BELİRTME HALİ EKİ / YALIN İSİM
Belirtme ekli bir isim unsurunun yalın haldeki bir diğer isim unsuru ile kurduğu kelime öbeğidir. Yüzü aşkın insan, kitabı tetkik, kitabı ithaf gibi.
Unsurlarının her ikiside  kelime öbeği olabilen bu öbek, kelime öbekleri ve cümle içinde isim,sıfat ve zarf  olarak görev yapar.( H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.40)
3.İlgi Öbeği:
   İSİM + İLGİ HAL EKİ / YALIN İSİM
İlgi hâli eki almış bir isim unsuru ile yalın haldeki bir isim unsurunun meyda­na getirdiği kelime öbeğidir.
Bu öbek, iyelik eki düşmüş belirtili isim tamlamasıdır: Veli Dayı'nın oğlanı > Veli Dayı'nın oğlan, senin kızın > senin, kız, onların çocukları > onların çocuk gibi.
İsim tamlamasının bu şekildeki kullanımı bilhassa özne görevinde kullanım olarak ortaya çıkmaktadır. .( H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.41)

4.İsnat Öbeği
         İsÖ = İYELİK EKİ / YALIN İSİM
İyelik ekli bir ismin yalın bir isme bağlanması yoluyla anlamsal bir bütünlüğe ulaşan ve sözdiziminde bütün olarak cümlenin bir ögesini meydana getiren kelime öbeğidir: saçı uzun, aklı kısa gibi.
Bu öbekte temel öge aslında bir sıfat veya sıfat yerine kullanılan bir kelime öbeği olur:saçı uzun (uzun saç), aklı kısa, kafası kalın(kalın kafa), sırtı pek(pek sırtı), karnı tok (tok karın) gibi.
Bu öbekte iyelik eki düşebilmektedir:ayak yalın , baş açık gibi.
Bu öbek, birleşik kelime oluşturmaya çok yatkın durmaktadır: baldırıçıplak, gelişi güzel gibi.
Ayrıca bu öbek ile deyimler de oluşturulabilmektedir: eli sıkı, başı bağlı gibi. Bu nedenle bu tarzda oluşturulmuş  kelime öbeği ile birleşik kelimeleri karıştırmamak gerekmektedir.
Yardımcı öge iyeliksiz olduğu zaman genellikle zarf olarak kullanabilir.’’Ahmet başı açık,ayak yalın epeyce yürüdü.’’ Cümlesinde olduğu gibi.
İsnat öbeği ya sıfat öbeğinin ters çevrilmiş: saçı uzun uzun saçlı, kafası kalın <kalın kafalı ya da sıfat-fiil öbeğinin eksiltilmiş şekli : gözü yukarıda < gözü yukarıda (olan), geçimi yolunda (olan) gibidir.
5. Kalma Öbeği:
Kalma ekli bir isim unsurunun yalın hâldeki bir başka isim unsuru ile kurdu­ğu kelime öbeğidir.
İkinci unsuru genellikle bir vasıf ismi olabilen bu öbeğin her iki unsuru da ke­lime öbeği olabilir: haftada bir gün, yükte hafif pahada ağır gibi.
Bu öbek, kelime öbekleri ve cümle içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar: işin­de usta insan(=sıfat), "Ekmeğin dörtte birini( = isim) yedi.", "Arada bir(=zarf) uğra." gibi.
Bu öbek ile somut isimler yapılabilmektedir: sahanda yumurta gibi.
Bu öbek ile deyimler de oluşturulabilmektedir: yükte hafif pahada ağır gibi.(H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.42)
6.Yönelme Öbeği:
YnÖ= İSİM + YÖNELME HALİ EKİ / YALIN İSİM
Yönelme hali ekli bir isim unsurunun yalın hâldeki bir başka isim unsuru ile kurdu­ğu kelime öbeğidir.
Yönelme hali ekli isim önce yalın isim sonra gelir. Mehlika Sultan’a aşık yedi genç, aslına uygun, başına buyruk gibi. .(H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.42)

     Mustafa Özkan ve Veysi Sevinçli ise birlikte hazırladıkları Türkiye Türkçesi Sözdizimi isimli kitaplarında bu grubu şöyle değerlendirmişlerdir;
KISALTMA GRUPLARI (Hâl eki almış isimlerle oluşturulmuş ke­lime grupları)
İsim grupları olarak da bilinen bu gruplar, iyelik eki veya hâl eki almış bir isim unsuruyla başka bir isim unsurunun oluşturduğu kelime grubudur. Bazen unsurlarının ek almadığı örnekler de vardır. Bu gruplar genellikle isim-fiil, sıfat- fiil, zarf-fiil veya cümlelerin kısalmış veya kalıplaşmış biçimleridir. Bu bakım­dan bunlara "kısaltma grubu" da denilebilir. Burada çekim eki almış isim belirten göreviyle kendinden sonra gelen bir sıfatı, bazen de bir isimi belirtmektedir. Bu belirtmede de, iki isim söz içinde kalıplaşmayla uğrayarak birleşik kelimeler oluşturmaktadırlar. Bu gruplar cümlede sıfat ve zarf olarak kullanılırlar ve da­ima ayrı yazılırlar. Grubu oluşturan unsurlar tek kelime olabileceği gibi, kelime grubu da olabilir. Belli başlı kısaltma grupları şunlardır. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.85)
Bu yapı, yönelme hâli eki almış bir isimle, ondan sonra gelen bir isim ya da sıfattan oluşur. Vurgu son unsur üzerindedir:
Ayağına çabuk, cana yakın, dile kolay, başa belâ, içe dönük, başına buyruk, sözüne sadık, etine dolgun, keyfine düşkün, keyfe keder, aslına uygun, içine kapanık, basına kapalı, evine bağlı, boğazına düşkün, ailesine bağlı, sözüne güvenilir, vatanına âşık vb. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.85)
Mehlika Sultan'a âşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı
(Yahya Kemal Beyatlı)
"Gitme"! Kal"! Sen bu taraf halkına dost insansın
Onların meşrebiğ, iklimi ve ırkındansın.
85
 (Yahya Kemal Beyatlı)

2.                     Bulunma Grubu
Bulunma hâli eki almış bir isim unsuru ile ondan sonra gelen bir sıfat ya da isim unsurundan oluşur. Unsurlar tek kelime olabileceği gibi, kelime grubu da ola­bilir. Vurgu son unsur üzerindedir:
Pahada ağır, yükte hafif, solda sıfır, yerinde ağır, aslında bir, elde bir, karada kaptan, de­vede kulak, çantada keklik, işinde usta, işinde ciddî, fırında makarna, sahanda yumurta, denizde kum bizde para, dörtte üç, ikide bir, arada bir, binde bir vb. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.86)

Hepsi sırtında aba, günlerce Gittiler içleri hicranla dolu; Her günün ufkunu sardıkça gece. Dediler: "Belki son akşamdır bu."
(Yahya Kemal Beyatlı)
Sicilya kızları üryan omuzlarında-sebû; Alınlarında da çepçevre gülden efserler,
Yayar bu mahfile âsâbı gevşeten bir bû.(Yahya Kemal Beyatlı)
3.                     Uzaklaşma Grubu
Bu yapıdaki birleşikler, uzaklaşma hâli eki almış bir isimle ondan sonra ge­len bir isim ya da sıfat unsurundan oluşur:
İçinden pazarlıklı, yandan çarklı, kafadan sakat, ağızdan dolma,anadan doğma, sonra­dan görme, gözden ırak, içten pazarlıklı, elden düşme, kıldan ince, kılıçtan keskin, başından belli, candan arkadaş, kendinden emin, babadan hovarda gibi. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.86)
 "Bunların arasıda kendiliğinden doğma nağmeler de vardı."
(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)
 Belki binden ziyade bestesini
(Yahya Kemal Beyatlı)
 Ne saadet! Bu taraflardater ülfetten uzak,   Vatanın fâtihi cedlerle beraber yaşamak
(Yahya Kemal Beyatlı)
Ben böyle atılmış gibi yurdun bir ucunda,
Sen benden uzak, ben sana hasret?
Her gün alnında zehirden acı rüzgârlar esen,
Gurbet akşamlarının bağrı yanık yokuşuyum.
(Faruk Nafiz Çamlıbel)

4. İsnat Grubu
İsnat grubu, biri diğerine isnatedilen iki isim unsurundan meydana gelir. Bunlar, ters çevrilmiş bir sıfat tamlaması görunuşundedirler. İsnat grubunda, is­nat edilen unsur, kendisine isnat olunandan sonra gelir. Kendisine işnat olunan unsur genellikle iyelik eki almış olur, bazen yalın halde de bulunabilir. Bu şekilde oluşturulan birleşikler umumiyetle sıfat olarak kullanılır ve ayrı yazılırlar. Gurubun vurgusu ikinci unsur üzerindedir:           .              ,
Baş açık, baş aşağı, ayak yalın, 'gün aydın, gözler yaşlı, yürek taş, baba bir, para peşin, göz kapalı, saçı uzun, aklı kısa, başı boş, çenesi düşük, sohbe­ti tatlı, gözü tok, aslı belirsiz, üstü kapalı, ağzı açık/alnı ak, gönlü, zengin, hatırı sayılır, eli kulağında, dumanı üstünde, eli belinde; aklı havada, İşi yolunda, eli işte, gözü oynaş­ta, gözü yukarıda, günahı boynuna gibi.            (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.87)
Dili bir, gönlü bir, imam bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını
(Yahya Kemal Beyatlı)
Ey şimdi ela gözleri süzgün, sesi şakrakak!
Kumral saçın üstünde görürsen iki üç ak
Çık kuytu hıyâbanlara, al bir kuru yaprak.
(Yahya Kemal Beyatlı)
Yalnız o kalmış ortada, âsî ve bağrı hûn
Bin mağra ağzı açmış ulurken uzun uzun
Sezdim bir âşinâ gibi, heybetli hüznünü.
(Yahya Kemal Beyatlı)
Seni ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık;
Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
Ey gözlerinin çevresi mor, benzi tutuşmuş,
Akşamladığım yolları yalnız gezen âfet!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
5)Yükleme Grubu
Yükleme hâli eki almış bir ismin başka bir isimle kurduğu kelime grubudur. Grubun vurgusu ikinci unsur üzerindedir:
Yapılanı tenkit, insanı takdir, suçlan af, kitabı tetkik, vatanı müdafaa, yüzü aşkın insan gibi. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.88)
"Seni istikbâl için önce gelmek cihana
Ve başkasından almak sonra geliş müjdeni."
Bir nefes dinlenmeden yıllarca koşmak sana, Aramak her tarafta..
Başka bir şekle koymak her gün güzel yüzünü,
Boyamak gözlerini bir siyah, bir maviye.
 Tek seni hayâl için süzerek batan günü,
 Gece mehtaba dalmak, sen de dalmışsın diye.
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
6)Vasıta Grubu
Vasıta eki almış bir isim ile bir başka ismin ya da sıfatın oluşturduğu kelime grubudur. Bu grup cümlede sıfat ve zarf olarak kullanılır. Grubun vurgusu ikin­ci unsur üzerindedir: (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.88)
Konuyla alakalı, sırmayla süslü, çimlerle kaplı, parayla dolu, zincirle bağlı.
Canlı bir yüz bana yaklaştı, mehâbetle dolu; Kim bu? Nerden bu geliş? Hangi yolun yolcusu bu?...
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
Sarmaşıklarla yüklü vadide; O kuş en kuytû~dahçelerde öter
(Yahya Kemal Beyatlı)
Hepsi sırtında aba, günlerce Gittiler içleri hicranla dolu: Her günün ufkunu sardıkça gece Dediler: "Belki son akşamdır bu."
(Yahya Kemal Beyatlı)
Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok dibi Mevsim serin ve bahçede yaprak yığın yığın.
(Yahya Kemal Beyatlı)
"Bu onun için aciz duygusuyla mütefarık ruh hallerinden biri değildi."
(Peyami Safa, Fatih-Harbiye)

8)İlgi Grubu
İlgi eki almış bir isimle başka bir isimin oluşturduğu kelime grubudur. Kı­salmaya uğramış bir isim tamlaması yapısındadır. Belirtili isim tamlamasının tamlanan kısmındaki iyelik eki yıpranmaya uğrayarak düşmüştür: (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.89)

Bizim ev, sizin çocuk, Ayşe Teyzenin Hasan gibi.
Bizim arabamız > Bizim araba
Sizin kızınız > Sizin kız
Mehmet'in.oğlp > Mehmet'in oğlan
Teneşir tahtası üstünde o gün
Bakmaz olmuştur artık bu bizim dünyaya

O zaman anladım ki hükümet kapalıdır,
Bizim iş kaldı dedim...
'        (Faruk Nafiz Çamlıbel)
8)Eşitlik Grubu
Birinci unsurun eşitlik hâli eki (-ca, -ce; -ça, -çe) almasıyla oluşan kelime gru- • budur.
Sayıca üstün, gönlünce hareket, insanca muamele, dostça davranış, akıllıca hareket, zekâca üstün, bilinçlice davranış, vb. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.89)
Türkiye Türkçesinin sözdizimi adına hazırladığı TÜRKÇEDE SÖZDİZİMİ isimli kitapla bu alana katkıda bulunan hocalarımızdan Prof. Dr. Leyla Karahan ise bu grubu şu şekilde sınıflandırmış ve değerlendirmiştir;
KISALTMA GRUPLARİ
Kelime grupları ve cümlelerden yıpranma ve kalıplaşma yoluyla ortaya çıkan gruplardır. Bu gruplar genellikle isim fiil, sıfat fiil veya zarf fiil gruplarından kısalmış ve bunların bir kısmı kalıplaşmıştır.
İsnat, yükleme, yaklaşma, bulunma, uzaklaşma, vasıta grubu başlıkları altında incelediğimiz bu kısaltma gruplarının ortak özelliği, iki isim unsurundan meydana gelmeleri ve vurgunun ikinci unsur üzerinde bulunmasıdır.( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.39-40)

a) İsnat grubu
   Biri diğerine isnat edilen iki isim unsuru "isnat grubu" nu meydana getirir.
    isnat olunan isim unsuru + isnat edilen isim unsuru = isnat grubu
                        gözü + tok = gözü tok
 Bu grupta isnat olunan unsur başta, isnat edilen unsur sonda bulunur. İsnat editen unsur bir vasıf ismidir.
eli/açık (arkadaş), sohbeti/tatlı (insanlar), canı/tez (çocuk), cebi/dolu (adam)
io ie                            io ie                                 io ie                        io ie
İsnat olunan unsur, hâl eki almaz. Bu unsur, iyelik eki taşıyabilir.
gözü/ açık, başı / boş, ayak/yalın, baş/açık Grubun her iki unsuru da kelime grubu olabilir.
eteği / son moda (kadın), iki düğmesi / kopuk (palto), sırt çantası / çok ağır (öğrenci)
İlk iki örnekte unsurlardan biri sıfat tamlaması, üçüncü örnekte, birinci unsur isim, ikinci unsur sıfat tamlamasıdır.
İsnat grubu, cümle ve kelime grupları içinde, isim, sıfat ve zarf görevi yapar
       Kaç gözü yaşlıyı teselli etti. (isim)
        Dili bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını. (KGK) (sıfat)
Şu çenesi düşüğe sen aldırma, (isim)
Gurbet akşamlarının bağrı yanık yolcusuyum. (HD) (sıfat)
        Hortumu kopuk, dişi kırık, bacağı sakat filler (DÇK) (sıfat
        Ucu sivri ve etrafı mor bir daire (DHK) (sıfat)
Uçurum kovuklarında iki büklüm baş aşağı yatan (DÇK) (zarf)
Bekir önce anlamadı, ağzı açık bir süre baktı. (AT) (zarf)
Sığmıyor başı boş gönlüm şu beton yığınlarına. (MÇ) (sıfat)

İsnat grubu, sıfat fiil veya zarf fiil grubundan kısalmıştır.
karnı tok (olan): sıfat fiil grubu başı açık (olarak) : zarf fiil grubu.( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.40-41)

b.            Yükleme grubu
  Yükleme ekli bir isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime 1 grubudur.Grubun birinci unsuru, yükleme eki (-i /-i /-u /-ü) taşır.
insanı / takdir, memuru / teftiş
Grubun unsurları kelime grubu olabilir.
küçük çocukları / af, evi / iyice tamir
İki örneğin de unsurlarından biri, sıfat tamlamasıdır.
Bu grup, cümle ve kelime grupları içinde isim ve sıfat görevi yapar.
Yüzü aşkın insan meydanda toplanmıştı, (sıfat)
 Kitabı tetkik için görevliden izin istedi, (isim)
Seni istikbal için önce gelmek cihana. (HD) (isim)

Bu grup, isim fiil veya sıfat fiil grubundan kısalmıştır.
yüzü aşkın (olan): sıfat fiil grubu/ kitabı tetkik (etmek): isim fiil grubu.( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.39-40)
Yaklaşma ekli bir isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime grubudur.
Grubun birinci unsuru yaklaşma eki (-a / -e) taşır. İkinci unsur genellikle bir vasıf ismidir.
oyuna / düşkün (insanlar), cana/yakın (arkadaş), geçmişe /bağlı (insanlar), sözüne/sadık (arkadaş), içe/dönük (çocuk), dile/kolay (işler)
           Grubun unsurları kelime grubu olabilir.
                     güzel sanatlara / meraklı (kız) (birinci unsur: sıfat tamlaması)
                     geleneklere / çok bağlı (adam) (ikinci unsur: sıfat tamlaması)
            Bu grup, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar.

Mehlikâ Sultana âşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı. (KGK) (sıfat)
Yanında iki bine yakın muharibi vardı. (SH) (sıfat)
Adam sırıklara bağlı fasulyelerin küçük ürkek çiçeklerini gördü. (M) (sıfat)
Eğlenceye düşkünler, zamanlarını hep burada geçirir, (isim)
 Yaklaşma grubu, sıfat fiil, isim fiil veya zarf fiil grubundan kısalmıştır.
evine bağlı (olan): sıfat fiil grubu fikrine müracaat (etmek) : isim fiil grubu başına buyruk (olarak): zarf fiil grubu .( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.41-42)
ç) Bulunma grubu
Bulunma ekli bir isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime grubudur.
Grubun birinci unsuru, bulunma eki (-da / -de / -ta / -te) taşır.
haftada / bir, dörtte / üç, solda / sıfır, yükte / hafif
 Grubun unsurları kelime grubu olabilir.

beş günde/bir {birinci unsur: sıfat tamlaması)
Bu grup, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar.
Arada bir çocukluğumda çok işittiğim kahkahalarından birini atardı. (DHK) (zarf)



Ekmeğin dörtte birini yanındakine^ uzattı, (isim)
İşinde usta insanlarla bir arada çalışıyor, (sıfat) .( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.42)
  d) Uzaklaşma grubu
Uzaklaşma ekli bir isim unsurunun başka bir isim unsuru ile kurduğu kelime grubudur.
Bu grupta birinci unsur uzaklaşma eki (-dan / -den / -tan / -ten) taşır. İkinci unsur genellikle bir vasıf ismidir.
içten / pazarlıklı (çocuk), kendisinden / emin (adam), benden / gizli (iş), gözden / ırak (dostlar), yandan /çarklı (kahve)
Grubun unsurları kelime grubu olabilir. Uzaklaşma grubu, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar. Bu grup da, sıfat fiil veya zarf fiil grubundan kısalmıştır.
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın
Bir zehirli kıymık gibi beynimde. (Ş) (sıfat)
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu. (KGK) (sıfat)
Bir öğle paydosunda herkesten geç çıktı sınıftan. (DDK) (zarf)
         Uzun bir yolculuktan sonra, Incesu'daydık. (HD) (zarf)
         Yatağa yattıktan hemen sonra, yine o sesi duydum, (zarf) .( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.43)
e) Vasıta grubu
Vasıta ekli bir isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime gru­budur.
Bu grupta birinci unsur vasıta eki (-la / -le) taşır. İkinci unsur bir vasıf ismidir.
seninle /dost (insanlar), bayrakla / süslü (sınıf) sırmayla / işli (cepken)
Bu grup da sıfat fiil veya zarf fiil grubundan kısalmıştır. davayla ilişkili (olan) (insanlar) parayla yüklü (olarak)
Vasıta grubu, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf olarak kul­lanılır.
garip çizgilerle dolu han duvarları (HD) (sıfat)
Bıçakla yaralıları öteki tarafa taşıdılar, (isim)
Annesiyle dargın gitti, (zarf)
Bu grupta, "-la / -le" vasıta eki yerine, "ile" edatı da kullanılabilir. Vasıta eki, bilindiği gibi, ‘’ile" edatından ekleşmiştir. .( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.43-44)
Son olarak merhum olan Türkoloji alanında önemli çalışmalar yapmış ve Türkoloji bilminin önemli bilim adamlarından biri olan Prof.Dr Muharrem Ergin Türk Dil Bilgisi ismiyle yayımladığı kitabında kısaltma gruplarından şöyle bahseder;
  Kısaltma grupları başlığı altında;
        Bunlar kelime gruplarının ve cümlelerin kısalması,yıpranması neticesinde ortaya çıkan kelime gruplarıdır.Her hangi bir kaideleri yoktur.Daha geniş bir gruptan kısalmış ve klişeleşmiş gruplardır.Sayıları pek fazla değildir.gün aydın,güle güle,günden güne,baştanbaşa,o gün,bugün,yan yana,sırt sırta,omuz omuza,baş başa,el ele,haşa huzur,git gide,baş aşağı,eller yukarı,ileri marş,sola çark,baş üstüne  gibi gruplar böyle kısaltma gruplarıdır.Umumiyetle vurguları başta bulunur.İsnat,genitif,datif,lokatif,ablatif gruplarınında birer kısaltma grubu sayılabileceklerini yukarıda söylemiştik,burada tekrar hatırlatalım.( PROF. DR. Muharrem Ergin, Türk Dil Bilgisi, s.396-397)
 Saygıdeğer hocalarımızın kısaltma grupları hakkında yaptıkları çalışmalar göz önünde bulundurularak genel hatlarıyla kısaltma grupları şu şekilde sınıflandırılmıştır; isnat grubu, yaklaşma grubu, belirtme grubu, bulunma grubu, ayrılma grubu, vasıta grubu eşitlik grubu ve ilgi grubu. Bu bilgiler ışığında seçtiğimiz dört romandan (Peyami Safa’dan Canan ve Deli Gönlüm romanları, Adalet Ağaoğlu’ndan Fikrimin İnce Gülü ve Yazsonu isimli iki romanı)  kısaltma grubuyla alakalı cümleleri seçtik ve kısaltma grubuyla ilgili çalışmamızı sizlere sunduk. Yaptığımız çalışma umarız ilim dünyasına ve özelliklede Türkoloji’ye katkıda bulunur.


2 yorum:

  1. İyi günler ''Derviş Kahya rezili'' hangi öbeğe girer? Acilen aciklayici bir şekilde yazar misiniz lütfen??

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamlayanı birleşik isim grubu olan belirtisiz isim
      tamlamasi😀

      Sil