13 Eylül 2014 Cumartesi


Değerli hocalarımız kısaltma grubu hakkında genel anlamda aynı değerlendirmelerde bulunmuşlar. Bazıları bu grubu biraz geniş tutarken bazıları ise daha kısa bir şekilde ve işin özünü örnekler üzerinde göstererek bizlere sunmuşlardır. Uzun değerlendirme yapan hocalarımızdan birisi de Prof. Dr. Günay Karaağaç’tır. Değerli hocamız bu grubu şu şekilde ayırmıştır ve değerlendirmiştir;
 Kısaltma Öbekleri: Söz öbekleri ve cümlelerden yıpranma ve eksiltme (ellipsis) yoluyla ortaya çıkan öbeklerdir. Kısaltma öbekleri, herhangi bir söz öbeği veya cümle yapısının kısaltılması ve daha sonra da bu yapının örnek- senmesi ile yaygınlaşmış, böylece de diğer öbek ve cümlelerin yanı başında birer ayrı yapı haline gelmişlerdir.
a. İsnat Öbeği: Biri diğerine isnat edilen iki isim, isnat öbeğini oluşturur. Bu öbekte isnat olunan öge başta, isnat edilen öge sonda bulunur. İsnat edilen öge, bir özelliğin, bir niteliğin adıdır. Deyim yerindeyse, ters dönmüş sıfat tamlamasıdır; ancak isnat öbeği, isim-fiil veya zarf-fiil öbeğinden kısalmış ya da isim cümlesinden kalıplaşmıştır.
1.             İyelikli isnat öbeği:
[isim + iyelik] + [isim + 0] 0 + [isim + hal eki]
başı açık, gözü tok, yüzü koyun, sütü bozuk, eli açık, eli bağlı, başı dumanlı, aklı havada, sohbeti tatlı, canı tez, karnı burnunda, cinleri tepesinde.
2.             İyeliksiz isnat öbeği
[isim + 0] + [isim + 0] 0 + [isim + hal eki]
yüz yukarı; baş aşağı; el işte; göz oynaşta; kelle koltukta; ayak yalın; baş açık; üst baş perişan.
b. Hal veya Edat Öbekleri: Hal ekleri veya çekim edatları, dillerin başlı­ca söz bağlayıcılarıdır. Bunlar olmadan, hiçbir dilde söz dizimi gerçekleştiri­lemez. V+V ve V+E biçiminde başlıca iki amaçlı olan dil kullanımı formülün­deki (+) işareti, isim hal ekleri veya son çekim edatlarını ifade etmektedir. Türkçe, ilk devirlerinden beri, isim çekiminde, hem hal eklerini hem de çekim edatlarını kullanmaktadır.
Türkçede, birçok dil gibi, çekimlik söz öbekleri, yalın hal çekimiyle ve il­gi hali çekimiyle kurulur. Yine Türkçe, birçok dil gibi, niteleme öbeklerini yalın hal çekimiyle, iHşMendirme öbeklerini ilgi hali çekimiyle kurar.
Yalın hal çekimi, birçok dil gibi Türkçede de niteleme öbekleri yapan sı­fat halidir. Yalın hal çekimi, çekimlik söz öbeklerinden niteleme öbekleri ya­par.
İlgi hali çekimi, birçok dil gibi Türkçede de ilişkilendirme öbekleri yapan isim tamlaması halidir. İlgi hali çekimi, çekimlik söz öbeklerinden ilişkilen­dirme öbekleri yapar.
Türkçede, birçok dil gibi, yapımlık söz öbekleri, yalın hal ve ilgi hali dı­şındaki çekimlerle kurulur. Yine Türkçe, birçok dil gibi, yapımlık söz öbekleri­nin bir bölümünü, yalın hal ve ilgi hali dışındaki çekimlerle yapar. Bunlar Türkçede kısaltma öbekleri olarak da bilinirler. Kısaltma öbekleri, önce genel- leşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekle­ridir. Yaygın kullanım ve genelleme kalıplaşmayı sağlar, sonra da cümlenin yüklemi eskitilerek, hal ekli söz veya yapı, kendisinden sonra gelen ismi nite­ler hale gelir. Yüklem düşürüldüğü için, hal ekli söz veya yapı, eylemi değil, ismi niteler ve sıfat gibi algılanır. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşü­rülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s. 175-176)
1. Yalın Hal Öbeği: Yalın hal, ismin hiçbir varlık veya özellikle ilişkilen- dirilmediği; fakat dilin sözlük kullanımından farklı bir durumdur. Yukarıda sözü edildiği gibi, sözlükte bir özellik adı olarak, bir isim olarak yer alan sıfat ların sıfatlığı, ancak söz diziminde gerçekleşir. Bu yüzden, yalın hal öbeği, bir sıfat tamlaması halidir. Çekimlik bir öbektir. Kısaltma öbeklerinden değildir.
Bu hal, ismin hiçbir varlık veya özellikle ilişkilendirilmediği bir haldir; fakat dilin sözlük kullanımından farklı bir durumdur. Yalın hal çekimi, söz öbeklerinde niteleyici, yani sıfat hali; cümlelerde ise, yapıcı veya olucu, yani özne halidir. İsimlerin başka bir öğeye bağlı olmayan normal teklik, çokluk ve iyelik şekilleri yalın halleridir: ev, evler, evim gibi. Yalın hal, Türkçede eksizdir. Bu yalın şekil, diğer durumlar için de kullanıldığı için, bazen belirsizlik hali diye de adlandırılır. Dediğimiz gibi, yalın hal, söz öbeklerinde sıfat halidir.
Türkçede iki yalın isim yan yana geldiğinde, ilk isim, sıfat olarak algıla­nır; hatta cümlenin isimleştirildiği yapılar, yani fiilimsiler bile, ancak yalın olduklarında sıfat (söz öbeklerinde) ve özne (cümlede) olabilirler, bk. Nitelen-* dirme Öbekleri.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, Türkçede sıfat tamlaması olan ya­pılar, çekim bakımından yalın hal öbeğidir:
[isim + 0] + [isim + 0] [cümle (fiilimsi) + 0] + [isim + 0]
güzel kız; taş adam; taş kafa; duvar kişi; sıvı sabun; yanmış ev; yarın okula gele­cek (adam); Onun geleceği, bizlerin en büyük kaygısıdır.; adına şiirler yazılan (güzel); at gözlüğü ile gördüğümüz (dünya). (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s. 176-177)

2. İlgi Hali Öbeği: İlişkilendirme öbeklerinin ve isim tamlamasının temel halidir. Çekimlik bir öbektir. Kısaltma öbeklerinden değildir. Bugün yalnızca zamir, özel ad ve iyelikli sözlerle yapılabilen bir ilişkilendirme öbeğidir. Bu hal, varlığın, bir kişi ile veya başka bir varlıkla ilişkisi olduğunu ifade eden haldir. Bir isim, ilişkili olduğu diğer bir isme ilgi hali ekiyle bağlanır; asıl öge ise, isim tamlaması ve iyelik öbeğindeki gibi iyelik eki almaz. İlişkilendirme öbeklerinden olan isim tamlaması ve iyelik öbeklerinde iki bağlı birim kulla­nan Türkçenin asıl ilişkilendirme yolu, ilgi hali çekimidir.
Türkçe, sahiplik kavramının yoğun yaşandığı bir dildir; nitekim, söz öbeklerinde (ilgi hali + iyelik eki) ve cümlelerde (zamir + şahıs eki) iki gösterge kullanıyor olması da bunu açıkça ortaya koymaktadır. İlişkilendirme öbekle­rinde iki ilişkilendirici ve cümlelerde de iki özne göstergesi kullanan Türkçede, ilgi hali öbeği, bir ismin ilişkili olduğu diğer bir isme ilgi hali ekiyle bağlanma­sı ve ikinci ismin iyelik eki almamasıyla oluşur, bk. İlişkilendirme Öbekleri.
[isim (zamir/ özel ad/ iyelikli söz) + ilgi hali] + [isim + 0]
Görüldüğü gibi, ilgi hali öbeği, bugün yalnızca zamir, özel ad ve iyelikli sözlerle yapılabilen bir ilişkilendirme öbeğidir:
Senin kitap; benim okul; onun düşünce; Veli'nin araba; Ali'nin ev; dayımın kız; halamın çocuk.
İlgi hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
b.      İlgi hali öbeği çekimlik bir öbektir, kısaltma öbeklerinden değildir.
c.       İlgi hali öbeği, bir tür isim tamlamasıdır. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s. 177-178)

  3. Yapma Hali Öbeği: Yapma hali eki almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Öbeğin ilk öğesi, yükleme eki (-1 /-i/-u /- ü) taşır.
Yapma hali öbeğinin ikinci sıradaki öğesi, genellikle başka dillerden Türkçeye geçmiş sözlerdir. Gerek yabancı dillerden gelme, gerekse Türkçe olsun, niteleyici konumundaki ikinci öğeden sonra bir yardımcı fiil ihtiyacı belirmektedir; bu da bize, öbeğin kaynağının alıntı isimlere yardımcı fiil geti­rerek yapılan birleşik fiiller olduğunu göstermektedir. Birleşik fiilin yardımcı fiili düşürülmüş, fakat nesnesi nesne göreviyle kalmıştır. Yardımcı fiil kullan­madan kurulan yapma hali öbeği, diğer söz öbeklerinde de görüldüğü gibi, kalıplaşmış başka söz öbeklerinden ayrı bir yapıya sahiptir:

[isim + yapma hali eki] + [isim+ 0]
Çocuğu terbiye; musluğu kontrol; sürüyü satış; parayı teslim; işini ihmal; gele­ceği merak; haksızlığı şikayet; programı takdir; suçunu inkâr; nefsi terbiye; kitabı tutuş; adımı sayış; yemeği hak.
Yapma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)Yapma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: düşüncesini tasdik (etmek); boş yere kendi kendimi tayin ve tespit; seni istikbal.
b)Yapma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: küçük çocukları af yasası; saadetini fedaya razı, işine gelmeyenleri reddetmeye hazır.
c)Yapma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öbeği üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.178-179)

4. Yaklaşma Hali Öbeği: Yaklaşma ekli bir ismin bir başka isim ile kur­duğu söz öbeğidir. Öbeğin birinci öğesi yaklaşma eki (-a / -e) taşır. Sıfat tamla­masında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tam­laması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + yaklaşma hali eki] + [isim + 0]
her derde deva, başa bela; dile kolay; geçmişe bakış; paraya düşkün; sözüne sa­dık; canına minnet; cana yakın; güle aşık; kendine yabancı; adına layık; diline hakim; yaşama bağlı.
Yaklaşma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)           Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yo­luyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Yaygın kullanım ve genelleme kalıp­laşmayı sağlar, sonra da cümlenin yüklemi eskitilerek, hal ekli söz veya yapı, kendisinden sonra gelen ismi niteler hale gelir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
b)           Yaklaşma öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: ba­tının rüzgarlarına körkütük aşık bir borazan; üç gündür süren sancıma bir ilaç; yanık yerime merhem; sıkı sıkıya bağlı; derisi iki üç günde delinmeye mahkum bir küçük trampet.
c) Yaklaşma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s. 179-180)
5. Bulunma Hali Öbeği: Bulunma ekli bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Öbeğin birinci öğesi bulunma eki (-da/ -de /-ta / -te) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuru­luş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + bulunma hali eki] + [isim 0]
Yükte hafif; pahada ağır; işinde ciddi; az sayıda öğrenci; dam üstünde saksağan; verimlilikte yetersiz; uzayda patlama, ayda gezinti; binde bir; yüzde altı; bahçede oyun; közde kahve; düğünde göbek.
Bulunma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a.        Bulunma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma Öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: sahanda yumur­ta; onbir on iki yaşlarında bir çocuk; Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk.; uzaklarda bir yer; sözde değil, özde Türk; denizde kum, onda para.
b.        Bulunma öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: bir zil sesinde çığlıklar ve sıçrayışlar; damakta acı bir köpük lezzeti; parlak bilmece salınca­ğında çocuk; hayalet evde esrarengiz cinayet; belediye otobüsünde büyük kavga; kendi aleyhimde bir nefret.
c. Bulunma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.180)

        6.Uzaklaşma Hali Öbeği: Uzaklaşma ekli bir isim öğesinin başka bir isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte birinci öge uzaklaşma eki (-dan/-den /-tan /-ten) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi nite­leme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + uzaklaşma hali eki] + [isim + 0]
Sonradan göıme; elden düşme; tepeden inme; yandan çarklı; her yönden akın; boydan kısa; canından bezgin; güzellerden biri; kuzulardan yaşça büyük olanı; kızlardan akıllı ve güzel olanı; insanlardan nicesi; senin dediklerinden hangisi; aramızdan altısı.
Uzaklaşma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)           Yapma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: hiç yoktan bir kavga; bu çamurdan yuva; rengarenk kadifeden giysi; atlastan elbiseler; ötelerden ha­bersiz.
b)          Uzaklaşma öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: o nurdan heykel; anlam bakımından karşıtlık, yakınlık, eşlik vb.; Şimdiye kadar hiç tat­madığını düşündüğü bu duygulardan mutlu, yoluna devam etti.; çocuktan saadet; ya bir tahtadan at ya da boyalı tenekelerden bir lokomotifi hiç ihtimal vermediği bu tesa­düften ve kendisine daha imkânsız görünen bu aşinalıktan mesut; Şimdiye kadar hiç tatmadığını düşündüğü bu duygulardan mutlu, yoluna devam etti.
c)           Uzaklaşma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir.(Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.181)

   7.Vasıta Hali Öbeği: Vasıta eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, vasıta edatı ya da vasıta eki (-la / -le) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
       [isim + vasıta ek veya edatı] + [isim + 0]
Çuvalla(ile) para; trenle(ile) yolculuk; baba parasıyla hovardalık; parayla saadet; kendisiyle barışık; aileyle tatil; silah zoruyla yemek; sıcak suyla banyo; sopayla dayak; çalışanlarla toplantı.
Vasıta hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a.      Vasıta hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, ön­ce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: bir yığın artıklarla ziyafet; yarı yolda kalmışlarla dolu; güneşle dolu; trenle yolculuk.
b.      Vasıta hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: bü­tünüyle dil dışı bir konu; orta büyüklükte bir sandalla gezinti; dillerdeki ses-ile ilgili değişiklikler, Rahmetinle de kahrınla da güzelsin.
Vasıta hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s.181-182)

8. Yön Hali Öbeği: Yön eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, yön eki veya edaü taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + yön ek veya edaü] + [isim + 0]
İleri düşünce; yukarı taraf; dışarı yolculuk; içeri baskı; yukarıya doğru çıkıntı; İzmir'e doğru yolculuk.
Yön hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a. Yön hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: dışarı çıkıntı; dışarıya doğru çıkıntı; içeri yürüyüş; içeriye doğrıı yürüyüş.
b.      Yön hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: dağ­lardan öteye doğru yolculuk; ağızdan ciğerlere ılık nefes.
c.     Yön hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s.182-183)

9) Eşitlik Hali Öbeği: Eşitlik eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, eşitlik eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi nite­leme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + eşitlik ek veya edatı] + [isim + 0]
Delicesine sevgi; kardeşçe yaşayış; oldukça kötü bir rol; birtakım delice hülyalar; milyonlarca çocuk; olanca gerçeğiyle; tabiatın başka varlıklarından ayıran başlıca özel­lik; oldukça kuvvetli bir çocuk hastalığı; yeterince yağış; dostça sesler; insanca davra­nış; çocukça gülüş.
Eşitlik hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
         a) Eşitlik hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, ön­ce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: insanca davranış; in­san gibi davranış; dağ kadar adam; çocukça sevinç; domuz gibi güçlü.
b)       Eşitlik hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: ekin iti gibi burnu havada; oyuncağına kavuşmuş çocuk gibi mutlu; yeni sofradan kalkmış kadar tok.
Eşitlik hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.183)

10)Benzerlik Hali Öbeği: Benzerlik eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, benzerlik eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır:
[isim + benzerlik ek veya edatı] + [isim + 0]
Pamuk gibi eller; yumruğum kadar armut; kapı gibi adam; deve gibi çocuk; dün­ya kadar sevgi.
Benzerlik hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)Benzerlik hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğim zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: pamukça eller; pamuğumsu eller; pamuk gibi eller.
b.       Benzerlik hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: maden ocağından gelen bir işçi gibi yorgun; su gibi durgun; eşinin ölüsünün başında bekleyen angut kuşu kadar üzgün; senin sesini duymuş kadar mutlu.
Benzerlik hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.183-184)

11. Karşılaştırma Hali Öbeği: Karşılaştırma eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, karşılaştırma eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Söz öbeklerinde ve cümlelerde, var­lığın başka varlıklar ile, eylemin gerçekleşme biçiminin de başka eylemlerle karşılaştırıldığını göstermek için, karşılaştırmaya konu olan ad, karşılaştırma çekimine sokulur. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır. Bu çekim için kullanılan belli başlı edatlar şunlardır: teg (> dek, -dak/-dek/-day/~dey), tegi, teki, tekli (> tekli, tiklim ), ten (> tefi, tenle, tenli), yanlı, yanlıg, çağlı (> çağlı, saldı, çaklı), çen (> şeni), çenli (> çelli > -şallı/şelli), dakın (-değin), değin (< tigin), denlü, tenli, menizlig, sınar, siyaktı, sıman, kibi (> gibi, bigi, yimik, kibik kipli, kimi).

[isim + karşılaştırma ek veya edatı] + [isim + 0]
benim kadar mutlu; senin gibi adam; su kadar saf; sen gibi güzel; sudan daim (hafif); benden daha (güçlü); akarsudan daim temiz.
Karşılaştırma hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
           a) Karşılaştırma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbek­leri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden olu­şan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: büyürek ağaç, ufarak kitap; kitap kadar değerli arkadaş; melek gibi güzel huylu kız.
         b) Karşılaştırma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği ola­bilir: Bir mücevher kadar temiz olan yüreciği dün durdu.; Seni dinlemek, defalarca okuduğum bir kitabı tekrar okumak kadar sıktaydı.
c)Karşılaştırma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.184-185)

12. Sebep Hali Öbeği: Sebep eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, sebep eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi nite­leme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + sebep ek veya edatı] + [isim + 0]
Allah rızası için yardım; dönmek üzere gidiş; sel yüzünden zarar; gecikme dola­yısıyla ceza; köfte için kıyma; maaş yüzünden grev.
Sebep hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a. Sebep hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, ön­ce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yiiklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: sevgi için emek; başarı için çaba; içmek için sebep.
b.       Sebep hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: ye­ni bir dünya için yeni bir düzen; güzel yüzünü görmek için bahanene; bir daha hiç dön­memek üzere gidiş.
c.      Sebep hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir.(Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s. 185-186)

13. Sınırlandırma Hali Öbeği: Sınırlandırma eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, sınırlandırma eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üsüenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + sınırlandırma ek veya edatı] + [isim + 0]
İzmir'e kadar yolculuk; Ankara'dan İstanbul'a (kadar) yolculuk.
b.        Sınırlandırma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: Çok sevdiğimiz İzmir'den yeşil Kıbrıs'a kadar güzel bir yolculuk yaptık.; Er- ciyes'in doruğuna kadar tehlikeli bir yolculuk.
c.      Sınırlandırma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.186)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder