GİRİŞ
Değerli hocalarımız kısaltma grubu hakkında
genel anlamda aynı değerlendirmelerde bulunmuşlar. Bazıları bu grubu biraz
geniş tutarken bazıları ise daha kısa bir şekilde ve işin özünü örnekler
üzerinde göstererek bizlere sunmuşlardır. Uzun değerlendirme yapan
hocalarımızdan birisi de Prof. Dr. Günay Karaağaç’tır. Değerli hocamız bu grubu
şu şekilde ayırmıştır ve değerlendirmiştir;
Kısaltma Öbekleri: Söz öbekleri ve cümlelerden yıpranma ve eksiltme (ellipsis) yoluyla ortaya çıkan öbeklerdir.
Kısaltma öbekleri, herhangi bir söz öbeği veya cümle yapısının kısaltılması ve
daha sonra da bu yapının örnek- senmesi ile yaygınlaşmış, böylece de diğer öbek
ve cümlelerin yanı başında birer ayrı yapı haline gelmişlerdir.
a. İsnat
Öbeği: Biri diğerine isnat edilen iki isim, isnat öbeğini oluşturur. Bu
öbekte isnat olunan öge başta, isnat edilen öge sonda bulunur. İsnat edilen
öge, bir özelliğin, bir niteliğin adıdır. Deyim yerindeyse, ters dönmüş sıfat
tamlamasıdır; ancak isnat öbeği, isim-fiil veya zarf-fiil öbeğinden kısalmış ya
da isim cümlesinden kalıplaşmıştır.
1.
İyelikli
isnat öbeği:
[isim + iyelik] + [isim + 0] 0 + [isim + hal
eki]
başı açık, gözü tok, yüzü koyun, sütü bozuk, eli
açık, eli bağlı, başı dumanlı, aklı havada, sohbeti tatlı, canı tez, karnı
burnunda, cinleri tepesinde.
2.
İyeliksiz
isnat öbeği
[isim + 0] + [isim + 0] 0 + [isim + hal eki]
yüz yukarı; baş aşağı; el işte; göz oynaşta; kelle koltukta; ayak yalın;
baş açık; üst baş perişan.
b. Hal veya Edat
Öbekleri: Hal ekleri veya çekim edatları, dillerin başlıca söz
bağlayıcılarıdır. Bunlar olmadan, hiçbir dilde söz dizimi gerçekleştirilemez.
V+V ve V+E biçiminde başlıca iki amaçlı olan dil kullanımı formülündeki (+)
işareti, isim hal ekleri veya son çekim edatlarını ifade etmektedir. Türkçe,
ilk devirlerinden beri, isim çekiminde, hem hal eklerini hem de çekim
edatlarını kullanmaktadır.
Türkçede, birçok dil gibi, çekimlik söz öbekleri,
yalın hal çekimiyle ve ilgi hali çekimiyle kurulur. Yine Türkçe, birçok dil
gibi, niteleme öbeklerini yalın hal çekimiyle, iHşMendirme öbeklerini ilgi hali
çekimiyle kurar.
Yalın hal çekimi, birçok dil gibi Türkçede de
niteleme öbekleri yapan sıfat halidir. Yalın
hal çekimi, çekimlik söz öbeklerinden niteleme öbekleri yapar.
İlgi hali çekimi, birçok dil gibi Türkçede de
ilişkilendirme öbekleri yapan isim tamlaması halidir. İlgi hali çekimi,
çekimlik söz öbeklerinden ilişkilendirme öbekleri yapar.
Türkçede, birçok dil gibi, yapımlık söz
öbekleri, yalın hal ve ilgi hali dışındaki çekimlerle kurulur. Yine Türkçe,
birçok dil gibi, yapımlık söz öbeklerinin bir bölümünü, yalın hal ve ilgi hali
dışındaki çekimlerle yapar. Bunlar Türkçede kısaltma öbekleri olarak da
bilinirler. Kısaltma öbekleri, önce genel- leşerek kalıplaşma, sonra da
eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Yaygın kullanım ve
genelleme kalıplaşmayı sağlar, sonra da cümlenin yüklemi eskitilerek, hal ekli
söz veya yapı, kendisinden sonra gelen ismi niteler hale gelir. Yüklem
düşürüldüğü için, hal ekli söz veya yapı, eylemi değil, ismi niteler ve sıfat
gibi algılanır. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu
tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış
söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger. (Prof. Dr.Günay
KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s. 175-176)
1. Yalın Hal Öbeği:
Yalın hal, ismin hiçbir varlık veya özellikle ilişkilen- dirilmediği; fakat
dilin sözlük kullanımından farklı bir durumdur. Yukarıda sözü edildiği gibi,
sözlükte bir özellik adı olarak, bir isim olarak yer alan sıfat ların
sıfatlığı, ancak söz diziminde gerçekleşir. Bu yüzden, yalın hal öbeği, bir
sıfat tamlaması halidir. Çekimlik bir öbektir. Kısaltma öbeklerinden değildir.
Bu hal, ismin hiçbir varlık veya özellikle
ilişkilendirilmediği bir haldir; fakat dilin sözlük kullanımından farklı bir
durumdur. Yalın hal çekimi, söz öbeklerinde niteleyici, yani sıfat hali;
cümlelerde ise, yapıcı veya olucu, yani özne halidir. İsimlerin başka bir öğeye
bağlı olmayan normal teklik, çokluk ve iyelik şekilleri yalın halleridir: ev, evler, evim gibi. Yalın hal, Türkçede
eksizdir. Bu yalın şekil, diğer durumlar için de kullanıldığı için, bazen
belirsizlik hali diye de adlandırılır. Dediğimiz gibi, yalın hal, söz
öbeklerinde sıfat halidir.
Türkçede iki yalın isim yan yana geldiğinde, ilk
isim, sıfat olarak algılanır; hatta cümlenin isimleştirildiği yapılar, yani
fiilimsiler bile, ancak yalın olduklarında sıfat (söz öbeklerinde) ve özne (cümlede)
olabilirler, bk. Nitelen-* dirme Öbekleri.
Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, Türkçede
sıfat tamlaması olan yapılar, çekim bakımından yalın hal öbeğidir:
[isim + 0] + [isim + 0] [cümle (fiilimsi) +
0] + [isim + 0]
güzel kız; taş adam; taş kafa; duvar kişi; sıvı sabun; yanmış ev; yarın
okula gelecek (adam); Onun geleceği, bizlerin en büyük kaygısıdır.; adına
şiirler yazılan (güzel); at gözlüğü ile gördüğümüz (dünya). (Prof. Dr.Günay
KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s. 176-177)
2. İlgi Hali Öbeği: İlişkilendirme öbeklerinin ve isim
tamlamasının temel halidir. Çekimlik bir öbektir. Kısaltma öbeklerinden
değildir. Bugün yalnızca zamir, özel ad ve iyelikli sözlerle yapılabilen bir
ilişkilendirme öbeğidir. Bu hal, varlığın, bir kişi ile veya başka bir varlıkla
ilişkisi olduğunu ifade eden haldir. Bir isim, ilişkili olduğu diğer bir isme
ilgi hali ekiyle bağlanır; asıl öge ise, isim tamlaması ve iyelik
öbeğindeki gibi iyelik eki almaz. İlişkilendirme öbeklerinden olan isim
tamlaması ve iyelik öbeklerinde iki bağlı birim kullanan Türkçenin asıl
ilişkilendirme yolu, ilgi hali çekimidir.
Türkçe, sahiplik kavramının yoğun
yaşandığı bir dildir; nitekim, söz öbeklerinde (ilgi hali + iyelik eki) ve
cümlelerde (zamir + şahıs eki) iki gösterge kullanıyor olması da bunu açıkça
ortaya koymaktadır. İlişkilendirme öbeklerinde iki ilişkilendirici ve
cümlelerde de iki özne göstergesi kullanan Türkçede, ilgi hali öbeği, bir ismin
ilişkili olduğu diğer bir isme ilgi hali ekiyle bağlanması ve ikinci ismin
iyelik eki almamasıyla oluşur, bk. İlişkilendirme Öbekleri.
[isim
(zamir/ özel ad/ iyelikli söz) + ilgi hali] + [isim + 0]
Görüldüğü gibi, ilgi hali öbeği, bugün yalnızca
zamir, özel ad ve iyelikli sözlerle yapılabilen bir ilişkilendirme öbeğidir:
Senin kitap; benim okul;
onun düşünce; Veli'nin araba; Ali'nin ev; dayımın kız; halamın çocuk.
İlgi
hali öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
b. İlgi
hali öbeği çekimlik bir öbektir, kısaltma öbeklerinden değildir.
c. İlgi
hali öbeği, bir tür isim tamlamasıdır. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin
sözdizimi, s. 177-178)
3. Yapma Hali Öbeği: Yapma hali eki almış bir isim
öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Öbeğin ilk öğesi,
yükleme eki (-1 /-i/-u /- ü) taşır.
Yapma hali öbeğinin ikinci sıradaki öğesi, genellikle başka dillerden
Türkçeye geçmiş sözlerdir. Gerek yabancı dillerden gelme, gerekse Türkçe olsun,
niteleyici konumundaki ikinci öğeden sonra bir yardımcı fiil ihtiyacı
belirmektedir; bu da bize, öbeğin kaynağının alıntı isimlere yardımcı fiil getirerek
yapılan birleşik fiiller olduğunu göstermektedir. Birleşik fiilin yardımcı
fiili düşürülmüş, fakat nesnesi nesne göreviyle kalmıştır. Yardımcı fiil kullanmadan
kurulan yapma hali öbeği, diğer söz öbeklerinde de görüldüğü gibi, kalıplaşmış
başka söz öbeklerinden ayrı bir yapıya sahiptir:
[isim +
yapma hali eki] + [isim+ 0]
Çocuğu terbiye; musluğu kontrol; sürüyü
satış; parayı teslim; işini ihmal; geleceği merak; haksızlığı şikayet;
programı takdir; suçunu inkâr; nefsi terbiye; kitabı tutuş; adımı sayış; yemeği
hak.
Yapma hali öbekleri ile
ilgili bazı ayrıntılar:
a)Yapma hali öbeği, kısaltma
öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da
eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin
varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri
denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf
olmaktan sıfat olmaya indirger: düşüncesini tasdik
(etmek); boş yere kendi kendimi tayin ve tespit;
seni istikbal.
b)Yapma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya
söz öbeği olabilir: küçük çocukları af yasası; saadetini fedaya razı,
işine gelmeyenleri reddetmeye hazır.
c)Yapma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öbeği üzerindedir. (Prof.
Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.178-179)
4.
Yaklaşma Hali Öbeği: Yaklaşma ekli bir ismin bir başka isim ile
kurduğu söz öbeğidir. Öbeğin birinci öğesi yaklaşma eki (-a / -e) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi
bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada
da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan
söz sıfat olarak algılanır.
[isim +
yaklaşma hali eki] + [isim + 0]
her derde deva, başa bela; dile kolay;
geçmişe bakış; paraya düşkün; sözüne sadık; canına minnet; cana yakın; güle
aşık; kendine yabancı; adına layık; diline hakim; yaşama bağlı.
Yaklaşma hali öbekleri ile
ilgili bazı ayrıntılar:
a)
Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek
kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir.
Yaygın kullanım ve genelleme kalıplaşmayı sağlar, sonra da cümlenin yüklemi
eskitilerek, hal ekli söz veya yapı, kendisinden sonra gelen ismi niteler hale
gelir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür
öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
b)
Yaklaşma
öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: batının rüzgarlarına
körkütük aşık bir borazan; üç gündür süren sancıma bir ilaç; yanık yerime
merhem; sıkı sıkıya bağlı; derisi iki üç günde delinmeye mahkum bir küçük
trampet.
c) Yaklaşma öbeğinde vurgu
ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,
s. 179-180)
5.
Bulunma Hali Öbeği: Bulunma ekli bir isim öğesinin bir başka
isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Öbeğin birinci öğesi bulunma eki (-da/ -de /-ta / -te) taşır. Sıfat tamlamasında
olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması
gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal
eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim +
bulunma hali eki] + [isim 0]
Yükte hafif; pahada ağır; işinde ciddi; az
sayıda öğrenci; dam üstünde saksağan; verimlilikte yetersiz; uzayda patlama,
ayda gezinti; binde bir; yüzde altı; bahçede oyun; közde kahve; düğünde göbek.
Bulunma hali öbekleri ile
ilgili bazı ayrıntılar:
a.
Bulunma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden
biridir. Kısaltma Öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme
yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı
sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat
olmaya indirger: sahanda yumurta; onbir on iki
yaşlarında bir çocuk; Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk.; uzaklarda bir yer;
sözde değil, özde Türk; denizde kum, onda para.
b.
Bulunma öbeğini
oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: bir zil sesinde
çığlıklar ve sıçrayışlar; damakta acı bir köpük lezzeti; parlak bilmece salıncağında
çocuk; hayalet evde esrarengiz cinayet; belediye otobüsünde büyük kavga; kendi
aleyhimde bir nefret.
c. Bulunma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay
KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.180)
6.Uzaklaşma Hali Öbeği: Uzaklaşma ekli bir isim öğesinin
başka bir isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte birinci öge uzaklaşma
eki (-dan/-den /-tan /-ten) taşır. Sıfat
tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat
tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi
üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim +
uzaklaşma hali eki] + [isim + 0]
Sonradan göıme; elden düşme; tepeden
inme; yandan çarklı; her yönden akın; boydan kısa; canından bezgin; güzellerden
biri; kuzulardan yaşça büyük olanı; kızlardan akıllı ve güzel olanı;
insanlardan nicesi; senin dediklerinden hangisi; aramızdan altısı.
Uzaklaşma hali öbekleri
ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)
Yapma hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir.
Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla
cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı
sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat
olmaya indirger: hiç yoktan bir kavga; bu çamurdan
yuva; rengarenk kadifeden giysi; atlastan elbiseler; ötelerden habersiz.
b)
Uzaklaşma
öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: o nurdan
heykel; anlam bakımından karşıtlık, yakınlık, eşlik vb.; Şimdiye kadar hiç tatmadığını
düşündüğü bu duygulardan mutlu, yoluna devam etti.; çocuktan saadet; ya bir
tahtadan at ya da boyalı tenekelerden bir lokomotifi hiç ihtimal vermediği bu
tesadüften ve kendisine daha imkânsız görünen bu aşinalıktan mesut; Şimdiye
kadar hiç tatmadığını düşündüğü bu duygulardan mutlu, yoluna devam etti.
c)
Uzaklaşma öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi
üzerindedir.(Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.181)
7.Vasıta Hali Öbeği:
Vasıta eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu
söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, vasıta edatı ya da vasıta eki (-la / -le) taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi
bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada
da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstenmiştir. Hal eki almış olan
söz sıfat olarak algılanır.
[isim + vasıta ek veya edatı] + [isim + 0]
Çuvalla(ile) para; trenle(ile) yolculuk;
baba parasıyla hovardalık; parayla saadet; kendisiyle barışık; aileyle tatil;
silah zoruyla yemek; sıcak suyla banyo; sopayla dayak; çalışanlarla toplantı.
Vasıta hali öbekleri ile
ilgili bazı ayrıntılar:
a.
Vasıta hali öbeği, kısaltma öbeklerinden
biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme
yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı
sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya
indirger: bir yığın artıklarla ziyafet; yarı yolda
kalmışlarla dolu; güneşle dolu; trenle yolculuk.
b. Vasıta hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya
söz öbeği olabilir: bütünüyle dil dışı bir konu; orta büyüklükte bir
sandalla gezinti; dillerdeki ses-ile ilgili değişiklikler, Rahmetinle de
kahrınla da güzelsin.
Vasıta hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof.
Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s.181-182)
8. Yön Hali Öbeği: Yön eki veya edatı almış bir isim
öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge,
yön eki veya edaü taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme
vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci
öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak
algılanır.
[isim +
yön ek veya edaü] + [isim + 0]
İleri düşünce; yukarı taraf; dışarı
yolculuk; içeri baskı; yukarıya doğru çıkıntı; İzmir'e doğru yolculuk.
Yön hali öbekleri ile
ilgili bazı ayrıntılar:
a. Yön hali öbeği, kısaltma öbeklerinden biridir.
Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla
cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı
sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat
olmaya indirger: dışarı çıkıntı; dışarıya doğru
çıkıntı; içeri yürüyüş; içeriye doğrıı yürüyüş.
b.
Yön hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya
söz öbeği olabilir: dağlardan öteye doğru yolculuk;
ağızdan ciğerlere ılık nefes.
c.
Yön hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi
üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi, s.182-183)
9)
Eşitlik Hali Öbeği: Eşitlik eki veya edatı almış bir
isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci
öge, eşitlik eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de
niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge,
ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak
algılanır.
[isim +
eşitlik ek veya edatı] + [isim + 0]
Delicesine sevgi; kardeşçe yaşayış;
oldukça kötü bir rol; birtakım delice hülyalar; milyonlarca çocuk; olanca
gerçeğiyle; tabiatın başka varlıklarından ayıran başlıca özellik; oldukça
kuvvetli bir çocuk hastalığı; yeterince yağış; dostça sesler; insanca davranış;
çocukça gülüş.
Eşitlik hali öbekleri ile
ilgili bazı ayrıntılar:
a) Eşitlik hali öbeği, kısaltma
öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra
da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir
fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri
denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf
olmaktan sıfat olmaya indirger: insanca davranış; insan
gibi davranış; dağ kadar adam; çocukça sevinç; domuz gibi güçlü.
b)
Eşitlik hali
öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: ekin iti gibi
burnu havada; oyuncağına kavuşmuş çocuk gibi mutlu; yeni sofradan kalkmış kadar
tok.
Eşitlik hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof.
Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.183)
10)Benzerlik Hali Öbeği:
Benzerlik eki veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile
kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, benzerlik eki veya edatı taşır.
Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak
sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi
üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat olarak algılanır:
[isim +
benzerlik ek veya edatı] + [isim + 0]
Pamuk gibi eller; yumruğum kadar armut;
kapı gibi adam; deve gibi çocuk; dünya kadar sevgi.
Benzerlik hali öbekleri
ile ilgili bazı ayrıntılar:
a)Benzerlik hali öbeği, kısaltma öbeklerinden
biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme
yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı
sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğim zarf olmaktan sıfat
olmaya indirger: pamukça eller; pamuğumsu eller;
pamuk gibi eller.
b.
Benzerlik hali
öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: maden
ocağından gelen bir işçi gibi yorgun; su gibi durgun; eşinin ölüsünün başında
bekleyen angut kuşu kadar üzgün; senin sesini duymuş kadar mutlu.
Benzerlik hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof.
Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.183-184)
11. Karşılaştırma Hali
Öbeği: Karşılaştırma eki
veya edatı almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz
öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge, karşılaştırma eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında
olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması
gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Söz
öbeklerinde ve cümlelerde, varlığın başka varlıklar ile, eylemin gerçekleşme
biçiminin de başka eylemlerle karşılaştırıldığını göstermek için,
karşılaştırmaya konu olan ad, karşılaştırma çekimine sokulur. Hal eki almış
olan söz sıfat olarak algılanır. Bu çekim için kullanılan belli başlı edatlar
şunlardır: teg (> dek, -dak/-dek/-day/~dey),
tegi, teki, tekli (> tekli, tiklim ), ten (> tefi, tenle, tenli), yanlı,
yanlıg, çağlı (> çağlı, saldı, çaklı), çen (> şeni), çenli (> çelli
> -şallı/şelli), dakın (-değin), değin (< tigin), denlü, tenli, menizlig,
sınar, siyaktı, sıman, kibi (> gibi, bigi, yimik, kibik kipli, kimi).
[isim +
karşılaştırma ek veya edatı] + [isim + 0]
benim kadar mutlu; senin gibi adam; su
kadar saf; sen gibi güzel; sudan daim (hafif); benden daha (güçlü); akarsudan
daim temiz.
Karşılaştırma hali
öbekleri ile ilgili bazı ayrıntılar:
a) Karşılaştırma hali öbeği,
kısaltma öbeklerinden biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek
kalıplaşma, sonra da eksiltme yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu
öbeklerde, bir fiilin varlığı sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere
kısaltma öbekleri denmektedir; yüklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz
öbeğini zarf olmaktan sıfat olmaya indirger: büyürek
ağaç, ufarak kitap; kitap kadar değerli arkadaş; melek gibi güzel huylu kız.
b)
Karşılaştırma hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir:
Bir mücevher kadar temiz olan yüreciği dün durdu.; Seni dinlemek, defalarca
okuduğum bir kitabı tekrar okumak kadar sıktaydı.
c)Karşılaştırma hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi üzerindedir. (Prof.
Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.184-185)
12. Sebep Hali Öbeği: Sebep eki veya edatı almış bir isim
öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu öbekte, birinci öge,
sebep eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında olduğu gibi bu öbekte de
niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması gibidir, burada da, birinci
öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üstlenmiştir. Hal eki almış olan söz sıfat
olarak algılanır.
[isim +
sebep ek veya edatı] + [isim + 0]
Allah rızası için yardım; dönmek üzere
gidiş; sel yüzünden zarar; gecikme dolayısıyla ceza; köfte için kıyma; maaş
yüzünden grev.
Sebep hali öbekleri ile
ilgili bazı ayrıntılar:
a. Sebep hali öbeği, kısaltma öbeklerinden
biridir. Kısaltma öbekleri, önce genelleşerek kalıplaşma, sonra da eksiltme
yoluyla cümlelerden oluşan söz öbekleridir. Bu öbeklerde, bir fiilin varlığı
sezilmektedir ve bu yüzden bu tür öbeklere kısaltma öbekleri denmektedir;
yiiklemin düşürülmesi, hal eki almış söz veya söz öbeğini zarf olmaktan sıfat
olmaya indirger: sevgi için emek; başarı için çaba;
içmek için sebep.
b.
Sebep hali
öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: yeni bir
dünya için yeni bir düzen; güzel yüzünü görmek için bahanene; bir daha hiç dönmemek
üzere gidiş.
c.
Sebep hali öbeğinde vurgu ikinci isim öğesi
üzerindedir.(Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s. 185-186)
13. Sınırlandırma Hali Öbeği: Sınırlandırma eki veya edatı
almış bir isim öğesinin bir başka isim öğesi ile kurduğu söz öbeğidir. Bu
öbekte, birinci öge, sınırlandırma eki veya edatı taşır. Sıfat tamlamasında
olduğu gibi bu öbekte de niteleme vardır. Kuruluş olarak sıfat tamlaması
gibidir, burada da, birinci öge, ikinci öğeyi niteleme görevi üsüenmiştir. Hal
eki almış olan söz sıfat olarak algılanır.
[isim + sınırlandırma ek veya edatı] + [isim
+ 0]
İzmir'e kadar yolculuk;
Ankara'dan İstanbul'a (kadar) yolculuk.
b.
Sınırlandırma
hali öbeğini oluşturan öğeler, bir söz veya söz öbeği olabilir: Çok
sevdiğimiz İzmir'den yeşil Kıbrıs'a kadar güzel bir yolculuk yaptık.; Er-
ciyes'in doruğuna kadar tehlikeli bir yolculuk.
c.
Sınırlandırma hali öbeğinde vurgu ikinci isim
öğesi üzerindedir. (Prof. Dr.Günay KARAAĞAÇ, Türkçenin sözdizimi,s.186)
Bir diğer hocamız H.İbrahim Delice ise kısaltma
grubunu şu şekilde sınıflandırmış ve tasnif etmiştir.
KISALTMA ÖBEKLERİ
1.Ayrılma
Öbeği:
AÖ=İSİM + AYRILMA HALİ EKİ/ YALIN İSİM
Ayrılma eki almış bir isim unsurunun yalın hâldeki
başka bir isim unsuru ile kurduğu kelime öbeğidir. İkinci unsur genelde bir
vasıf ismidir: içten pazarlıklı; kendinden emin; gözden ırak gibi.
Unsurları bir kelime öbeği olabilen bu öbek, kelime
öbekleri ve cümle içinde isim, sıfat ve zarf görevlerinde kullanılabilir. Bin
yıldan uzun(sıfat) bir gece; o gözden ırak(=zarf),tercih etti gibi.
2.Belirtme
Öbeği:
BÖ = İSİM
+ BELİRTME HALİ EKİ / YALIN İSİM
Belirtme ekli bir isim unsurunun yalın haldeki bir
diğer isim unsuru ile kurduğu kelime öbeğidir. Yüzü aşkın insan, kitabı tetkik,
kitabı ithaf gibi.
Unsurlarının her ikiside kelime öbeği olabilen bu öbek, kelime
öbekleri ve cümle içinde isim,sıfat ve zarf
olarak görev yapar.( H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.40)
3.İlgi
Öbeği:
İSİM +
İLGİ HAL EKİ / YALIN İSİM
İlgi hâli eki almış bir isim unsuru ile yalın
haldeki bir isim unsurunun meydana getirdiği kelime öbeğidir.
Bu öbek, iyelik eki düşmüş
belirtili isim tamlamasıdır:
Veli Dayı'nın oğlanı > Veli Dayı'nın oğlan, senin kızın
> senin, kız, onların çocukları > onların çocuk gibi.
İsim
tamlamasının bu şekildeki kullanımı bilhassa özne görevinde kullanım olarak
ortaya çıkmaktadır. .( H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.41)
4.İsnat Öbeği
İsÖ = İYELİK EKİ / YALIN İSİM
İyelik ekli bir
ismin yalın bir isme bağlanması yoluyla anlamsal bir bütünlüğe ulaşan ve
sözdiziminde bütün olarak cümlenin bir ögesini meydana getiren kelime öbeğidir:
saçı uzun, aklı kısa gibi.
Bu öbekte temel
öge aslında bir sıfat veya sıfat yerine kullanılan bir kelime öbeği olur:saçı
uzun (uzun saç), aklı kısa, kafası kalın(kalın kafa), sırtı pek(pek sırtı),
karnı tok (tok karın) gibi.
Bu öbekte
iyelik eki düşebilmektedir:ayak yalın , baş açık gibi.
Bu öbek,
birleşik kelime oluşturmaya çok yatkın durmaktadır: baldırıçıplak, gelişi güzel
gibi.
Ayrıca bu öbek
ile deyimler de oluşturulabilmektedir: eli sıkı, başı bağlı gibi. Bu nedenle bu
tarzda oluşturulmuş kelime öbeği ile
birleşik kelimeleri karıştırmamak gerekmektedir.
Yardımcı öge
iyeliksiz olduğu zaman genellikle zarf olarak kullanabilir.’’Ahmet başı
açık,ayak yalın epeyce yürüdü.’’ Cümlesinde olduğu gibi.
İsnat öbeği ya
sıfat öbeğinin ters çevrilmiş: saçı uzun uzun saçlı, kafası kalın <kalın
kafalı ya da sıfat-fiil öbeğinin eksiltilmiş şekli : gözü yukarıda < gözü
yukarıda (olan), geçimi yolunda (olan) gibidir.
5. Kalma Öbeği:
Kalma ekli bir
isim unsurunun yalın hâldeki bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime
öbeğidir.
İkinci unsuru
genellikle bir vasıf ismi olabilen bu öbeğin her iki unsuru da kelime öbeği
olabilir: haftada bir gün, yükte hafif pahada ağır gibi.
Bu öbek, kelime
öbekleri ve cümle içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar: işinde usta insan(=sıfat),
"Ekmeğin
dörtte birini( = isim) yedi.", "Arada bir(=zarf) uğra."
gibi.
Bu öbek ile
somut isimler yapılabilmektedir: sahanda yumurta gibi.
Bu öbek ile
deyimler de oluşturulabilmektedir: yükte hafif pahada ağır
gibi.(H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.42)
6.Yönelme Öbeği:
YnÖ= İSİM +
YÖNELME HALİ EKİ / YALIN İSİM
Yönelme hali
ekli bir isim unsurunun yalın hâldeki bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime
öbeğidir.
Yönelme hali
ekli isim önce yalın isim sonra gelir. Mehlika Sultan’a aşık yedi genç, aslına
uygun, başına buyruk gibi. .(H.İbrahim DELİCE, Türkçe Sözdizimi, s.42)
Mustafa Özkan ve Veysi Sevinçli ise
birlikte hazırladıkları Türkiye Türkçesi Sözdizimi isimli kitaplarında bu grubu
şöyle değerlendirmişlerdir;
KISALTMA GRUPLARI (Hâl eki almış
isimlerle oluşturulmuş kelime grupları)
İsim grupları olarak da bilinen bu gruplar,
iyelik eki veya hâl eki almış bir isim unsuruyla başka bir isim unsurunun
oluşturduğu kelime grubudur. Bazen unsurlarının ek almadığı örnekler de vardır.
Bu gruplar genellikle isim-fiil, sıfat- fiil, zarf-fiil veya cümlelerin
kısalmış veya kalıplaşmış biçimleridir. Bu bakımdan bunlara "kısaltma grubu" da denilebilir. Burada
çekim eki almış isim belirten göreviyle kendinden sonra gelen bir sıfatı, bazen
de bir isimi belirtmektedir. Bu belirtmede de, iki isim söz içinde
kalıplaşmayla uğrayarak birleşik kelimeler oluşturmaktadırlar. Bu gruplar
cümlede sıfat ve zarf olarak kullanılırlar ve daima ayrı yazılırlar. Grubu
oluşturan unsurlar tek kelime olabileceği gibi, kelime grubu da olabilir. Belli
başlı kısaltma grupları şunlardır. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ,
s.85)
Bu yapı, yönelme hâli eki almış bir isimle, ondan
sonra gelen bir isim ya da sıfattan oluşur. Vurgu son unsur üzerindedir:
Ayağına çabuk, cana yakın, dile kolay, başa belâ,
içe dönük, başına buyruk, sözüne sadık, etine dolgun, keyfine düşkün, keyfe
keder, aslına uygun, içine kapanık, basına kapalı, evine bağlı, boğazına
düşkün, ailesine bağlı, sözüne güvenilir, vatanına âşık vb. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ,
s.85)
Mehlika
Sultan'a âşık yedi genç
Gece şehrin kapısından çıktı
(Yahya Kemal Beyatlı)
"Gitme"! Kal"! Sen bu taraf halkına dost insansın
Onların meşrebiğ, iklimi ve ırkındansın.
(Yahya
Kemal Beyatlı)
2.
Bulunma Grubu
Bulunma hâli eki
almış bir isim unsuru ile ondan sonra gelen bir sıfat ya da isim unsurundan
oluşur. Unsurlar tek kelime olabileceği gibi, kelime grubu da olabilir. Vurgu
son unsur üzerindedir:
Pahada ağır, yükte hafif, solda sıfır, yerinde
ağır, aslında bir, elde bir, karada kaptan, devede kulak, çantada keklik,
işinde usta, işinde ciddî, fırında makarna, sahanda yumurta, denizde kum bizde
para, dörtte üç, ikide bir, arada bir, binde bir vb. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ,
s.86)
Hepsi sırtında
aba, günlerce Gittiler içleri hicranla dolu; Her günün ufkunu sardıkça
gece. Dediler: "Belki son akşamdır bu."
(Yahya Kemal Beyatlı)
Sicilya kızları üryan omuzlarında-sebû; Alınlarında da çepçevre gülden efserler,
Yayar bu mahfile âsâbı gevşeten bir bû.(Yahya
Kemal Beyatlı)
3.
Uzaklaşma Grubu
Bu yapıdaki birleşikler, uzaklaşma hâli eki almış
bir isimle ondan sonra gelen bir isim ya da sıfat unsurundan oluşur:
İçinden pazarlıklı, yandan çarklı, kafadan sakat,
ağızdan dolma,anadan doğma, sonradan görme, gözden ırak, içten pazarlıklı,
elden düşme, kıldan ince, kılıçtan keskin, başından belli, candan arkadaş,
kendinden emin, babadan hovarda gibi.
(Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.86)
"Bunların arasıda kendiliğinden doğma nağmeler de vardı."
(Peyami Safa,
Fatih-Harbiye)
Belki binden ziyade bestesini
(Yahya Kemal Beyatlı)
Ne saadet!
Bu taraflardater ülfetten uzak, Vatanın fâtihi cedlerle beraber yaşamak
(Yahya Kemal Beyatlı)
Ben böyle atılmış gibi yurdun bir ucunda,
Sen benden uzak, ben sana hasret?
Her gün alnında zehirden acı rüzgârlar esen,
Gurbet akşamlarının bağrı yanık yokuşuyum.
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
4. İsnat Grubu
İsnat grubu, biri
diğerine isnatedilen iki isim unsurundan meydana gelir.
Bunlar, ters çevrilmiş bir sıfat tamlaması görunuşundedirler. İsnat grubunda,
isnat edilen unsur, kendisine
isnat olunandan sonra gelir. Kendisine işnat
olunan unsur genellikle iyelik eki almış olur,
bazen yalın halde de bulunabilir. Bu şekilde oluşturulan birleşikler umumiyetle
sıfat olarak kullanılır ve ayrı yazılırlar. Gurubun vurgusu
ikinci unsur üzerindedir: . ,
Baş açık, baş aşağı,
ayak yalın, 'gün aydın, gözler yaşlı, yürek taş, baba bir, para peşin, göz
kapalı, saçı uzun, aklı kısa, başı boş, çenesi düşük, sohbeti tatlı, gözü tok,
aslı belirsiz, üstü kapalı, ağzı açık/alnı ak, gönlü, zengin, hatırı sayılır,
eli kulağında, dumanı üstünde, eli belinde; aklı havada, İşi yolunda, eli işte,
gözü oynaşta, gözü yukarıda, günahı boynuna gibi. (Mustafa Özkan- Veysi
sevinçli, TÜRKİYE
TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.87)
Dili bir,
gönlü bir, imam bir insan yığını
Görüyor varlığının bir yere toplandığını
(Yahya Kemal Beyatlı)
Ey şimdi ela gözleri
süzgün, sesi şakrakak!
Kumral saçın üstünde görürsen iki üç ak
Çık kuytu hıyâbanlara, al bir kuru yaprak.
(Yahya Kemal Beyatlı)
Yalnız o kalmış ortada, âsî ve bağrı hûn
Bin mağra ağzı açmış ulurken uzun uzun
Sezdim bir âşinâ gibi, heybetli hüznünü.
(Yahya Kemal Beyatlı)
Seni ben bekliyorum, göğsüm açık, bağrım açık;
Hançer ol, göğsüme saplan; ecel ol, karşıma çık!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
Ey gözlerinin çevresi mor, benzi tutuşmuş,
Akşamladığım yolları yalnız gezen âfet!
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
5)Yükleme Grubu
Yükleme hâli eki
almış bir ismin başka bir isimle kurduğu kelime grubudur. Grubun vurgusu ikinci
unsur üzerindedir:
Yapılanı tenkit, insanı takdir, suçlan af,
kitabı tetkik, vatanı müdafaa, yüzü aşkın insan
gibi. (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.88)
"Seni istikbâl için önce gelmek
cihana
Ve başkasından almak sonra geliş
müjdeni."
Bir nefes dinlenmeden yıllarca koşmak
sana, Aramak her tarafta..
Başka bir şekle koymak her gün güzel yüzünü,
Boyamak gözlerini bir siyah, bir maviye.
Tek seni hayâl için süzerek batan günü,
Gece
mehtaba dalmak, sen de dalmışsın diye.
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
6)Vasıta
Grubu
Vasıta eki almış bir isim ile bir başka ismin ya
da sıfatın oluşturduğu kelime grubudur. Bu grup cümlede sıfat ve zarf olarak
kullanılır. Grubun vurgusu ikinci unsur üzerindedir: (Mustafa Özkan- Veysi
sevinçli, TÜRKİYE
TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.88)
Konuyla alakalı, sırmayla süslü, çimlerle kaplı,
parayla dolu, zincirle bağlı.
Canlı bir yüz bana yaklaştı, mehâbetle dolu; Kim
bu? Nerden bu geliş? Hangi yolun yolcusu bu?...
(Faruk Nafiz Çamlıbel)
Sarmaşıklarla yüklü vadide; O kuş en
kuytû~dahçelerde öter
(Yahya Kemal Beyatlı)
Hepsi sırtında aba, günlerce Gittiler içleri
hicranla dolu: Her günün ufkunu sardıkça
gece Dediler: "Belki son akşamdır
bu."
(Yahya Kemal Beyatlı)
Mazi yosunla örtülü bir göl ki yok dibi Mevsim
serin ve bahçede yaprak yığın yığın.
(Yahya Kemal Beyatlı)
"Bu onun için aciz duygusuyla mütefarık ruh
hallerinden biri değildi."
(Peyami Safa,
Fatih-Harbiye)
8)İlgi Grubu
İlgi eki almış bir isimle başka bir isimin
oluşturduğu kelime grubudur. Kısalmaya uğramış bir isim tamlaması
yapısındadır. Belirtili isim tamlamasının tamlanan kısmındaki iyelik eki
yıpranmaya uğrayarak düşmüştür: (Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ,
s.89)
Bizim ev, sizin çocuk, Ayşe Teyzenin Hasan gibi.
Bizim arabamız > Bizim araba
Sizin kızınız > Sizin kız
Mehmet'in.oğlp
> Mehmet'in oğlan
Teneşir tahtası üstünde o gün
Bakmaz olmuştur artık bu bizim dünyaya
O zaman anladım ki hükümet
kapalıdır,
Bizim iş kaldı dedim...
' (Faruk Nafiz Çamlıbel)
8)Eşitlik Grubu
Birinci unsurun eşitlik hâli eki (-ca, -ce; -ça,
-çe) almasıyla oluşan kelime gru- • budur.
Sayıca üstün, gönlünce hareket, insanca muamele,
dostça davranış, akıllıca hareket, zekâca üstün, bilinçlice davranış, vb.
(Mustafa Özkan- Veysi sevinçli, TÜRKİYE TÜRKÇESİ SÖZDİZİMİ, s.89)
Türkiye Türkçesinin sözdizimi adına hazırladığı
TÜRKÇEDE SÖZDİZİMİ isimli kitapla bu alana katkıda bulunan hocalarımızdan Prof.
Dr. Leyla Karahan ise bu grubu şu şekilde sınıflandırmış ve değerlendirmiştir;
KISALTMA GRUPLARİ
Kelime grupları ve cümlelerden yıpranma ve kalıplaşma yoluyla ortaya
çıkan gruplardır. Bu gruplar genellikle isim fiil, sıfat fiil veya zarf fiil
gruplarından kısalmış ve bunların bir kısmı kalıplaşmıştır.
İsnat, yükleme,
yaklaşma, bulunma, uzaklaşma, vasıta grubu başlıkları altında incelediğimiz bu
kısaltma gruplarının ortak özelliği, iki isim unsurundan meydana gelmeleri ve
vurgunun ikinci unsur üzerinde bulunmasıdır.( Leyla Karahan, Türkçede
Sözdizimi, s.39-40)
a) İsnat grubu
Biri diğerine isnat edilen iki
isim unsuru "isnat grubu" nu meydana getirir.
isnat olunan isim unsuru + isnat edilen
isim unsuru = isnat grubu
gözü + tok = gözü tok
Bu grupta isnat olunan unsur başta, isnat
edilen unsur sonda bulunur. İsnat editen unsur bir vasıf ismidir.
eli/açık (arkadaş), sohbeti/tatlı (insanlar),
canı/tez (çocuk), cebi/dolu (adam)
io ie io
ie io ie io ie
İsnat olunan
unsur, hâl eki almaz. Bu unsur, iyelik eki taşıyabilir.
gözü/ açık, başı / boş, ayak/yalın, baş/açık
Grubun her iki unsuru da kelime grubu olabilir.
eteği / son moda (kadın), iki düğmesi / kopuk (palto), sırt çantası / çok ağır (öğrenci)
İlk iki örnekte
unsurlardan biri sıfat tamlaması, üçüncü örnekte, birinci unsur isim, ikinci
unsur sıfat tamlamasıdır.
İsnat grubu, cümle ve kelime grupları içinde,
isim, sıfat ve zarf görevi yapar
Kaç
gözü yaşlıyı teselli etti. (isim)
Dili
bir, gönlü bir, imanı bir insan yığını
Görüyor varlığının bir
yere toplandığını. (KGK) (sıfat)
Şu çenesi düşüğe sen aldırma, (isim)
Gurbet akşamlarının bağrı yanık
yolcusuyum. (HD) (sıfat)
Hortumu kopuk,
dişi kırık, bacağı sakat filler (DÇK) (sıfat
Ucu sivri ve etrafı mor bir daire (DHK) (sıfat)
Uçurum kovuklarında iki büklüm baş
aşağı yatan (DÇK) (zarf)
Bekir önce anlamadı, ağzı açık bir süre baktı. (AT) (zarf)
Sığmıyor başı boş gönlüm şu beton yığınlarına. (MÇ) (sıfat)
İsnat grubu, sıfat
fiil veya zarf fiil grubundan kısalmıştır.
karnı tok (olan): sıfat fiil
grubu başı açık (olarak) : zarf fiil grubu.( Leyla Karahan,
Türkçede Sözdizimi, s.40-41)
b.
Yükleme grubu
Yükleme ekli bir isim unsurunun bir başka
isim unsuru ile kurduğu kelime 1 grubudur.Grubun birinci unsuru, yükleme eki
(-i /-i /-u /-ü) taşır.
insanı / takdir, memuru / teftiş
Grubun unsurları
kelime grubu olabilir.
küçük çocukları / af, evi / iyice tamir
İki örneğin de
unsurlarından biri, sıfat tamlamasıdır.
Bu grup, cümle ve
kelime grupları içinde isim ve sıfat görevi yapar.
Yüzü
aşkın insan meydanda toplanmıştı, (sıfat)
Kitabı
tetkik için görevliden izin istedi, (isim)
Seni istikbal
için önce gelmek cihana. (HD) (isim)
Bu grup, isim fiil
veya sıfat fiil grubundan kısalmıştır.
yüzü aşkın (olan):
sıfat fiil grubu/ kitabı tetkik (etmek):
isim fiil grubu.( Leyla
Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.39-40)
Yaklaşma
ekli bir isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime grubudur.
Grubun birinci
unsuru yaklaşma eki (-a / -e) taşır. İkinci unsur genellikle bir vasıf ismidir.
oyuna / düşkün (insanlar), cana/yakın (arkadaş), geçmişe /bağlı (insanlar), sözüne/sadık (arkadaş), içe/dönük (çocuk), dile/kolay (işler)
Grubun unsurları kelime grubu olabilir.
güzel sanatlara / meraklı (kız) (birinci unsur: sıfat tamlaması)
geleneklere / çok bağlı (adam) (ikinci unsur: sıfat tamlaması)
Bu grup, cümle ve kelime grupları
içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar.
Mehlikâ Sultana âşık yedi genç
Gece şehrin kapısından
çıktı.
(KGK) (sıfat)
Yanında iki bine yakın muharibi vardı. (SH) (sıfat)
Adam sırıklara bağlı fasulyelerin küçük ürkek çiçeklerini gördü. (M) (sıfat)
Eğlenceye
düşkünler, zamanlarını hep burada
geçirir,
(isim)
Yaklaşma grubu, sıfat fiil, isim
fiil veya zarf fiil grubundan kısalmıştır.
evine bağlı (olan):
sıfat fiil grubu fikrine müracaat (etmek) :
isim fiil grubu başına buyruk (olarak):
zarf fiil grubu .( Leyla
Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.41-42)
ç) Bulunma grubu
Bulunma ekli bir
isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime grubudur.
Grubun birinci unsuru, bulunma eki (-da / -de / -ta / -te) taşır.
haftada
/ bir, dörtte / üç, solda / sıfır, yükte / hafif
Grubun
unsurları kelime grubu olabilir.
beş
günde/bir {birinci unsur: sıfat
tamlaması)
Bu grup, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi
yapar.
Arada bir çocukluğumda
çok işittiğim kahkahalarından birini atardı. (DHK) (zarf)
Ekmeğin dörtte birini yanındakine^ uzattı, (isim)
İşinde usta
insanlarla bir arada çalışıyor, (sıfat) .( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.42)
d) Uzaklaşma grubu
Uzaklaşma ekli bir
isim unsurunun başka bir isim unsuru ile kurduğu kelime grubudur.
Bu grupta birinci
unsur uzaklaşma eki (-dan / -den / -tan / -ten) taşır. İkinci unsur genellikle
bir vasıf ismidir.
içten /
pazarlıklı (çocuk), kendisinden
/ emin (adam), benden / gizli (iş), gözden / ırak (dostlar), yandan /çarklı (kahve)
Grubun unsurları
kelime grubu olabilir. Uzaklaşma grubu, cümle ve kelime grupları içinde isim,
sıfat ve zarf görevi yapar. Bu grup da, sıfat fiil veya zarf fiil grubundan
kısalmıştır.
Camdan keskin, kıldan ince kılıcın
Bir zehirli kıymık gibi beynimde. (Ş)
(sıfat)
Bin yıldan uzun bir gecenin bestesidir bu. (KGK) (sıfat)
Bir öğle paydosunda herkesten geç çıktı sınıftan. (DDK) (zarf)
Uzun bir yolculuktan sonra, Incesu'daydık. (HD) (zarf)
Yatağa
yattıktan hemen sonra, yine o sesi duydum, (zarf) .( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.43)
e) Vasıta
grubu
Vasıta ekli bir
isim unsurunun bir başka isim unsuru ile kurduğu kelime grubudur.
Bu grupta birinci
unsur vasıta eki (-la / -le) taşır. İkinci unsur bir vasıf ismidir.
seninle /dost
(insanlar), bayrakla / süslü
(sınıf) sırmayla / işli (cepken)
Bu grup da
sıfat fiil veya zarf fiil grubundan kısalmıştır. davayla ilişkili (olan) (insanlar) parayla yüklü (olarak)
Vasıta grubu,
cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf olarak kullanılır.
garip çizgilerle dolu han duvarları (HD) (sıfat)
Bıçakla yaralıları öteki tarafa taşıdılar, (isim)
Annesiyle dargın gitti, (zarf)
Bu grupta,
"-la / -le" vasıta eki yerine, "ile" edatı da
kullanılabilir. Vasıta eki, bilindiği gibi, ‘’ile" edatından ekleşmiştir.
.( Leyla Karahan, Türkçede Sözdizimi, s.43-44)
Son olarak merhum olan Türkoloji alanında önemli
çalışmalar yapmış ve Türkoloji bilminin önemli bilim adamlarından biri olan
Prof.Dr Muharrem Ergin Türk Dil Bilgisi ismiyle yayımladığı kitabında kısaltma
gruplarından şöyle bahseder;
Kısaltma grupları başlığı altında;
Bunlar kelime gruplarının ve cümlelerin
kısalması,yıpranması neticesinde ortaya çıkan kelime gruplarıdır.Her hangi bir
kaideleri yoktur.Daha geniş bir gruptan kısalmış ve klişeleşmiş gruplardır.Sayıları pek fazla
değildir.gün aydın,güle güle,günden güne,baştanbaşa,o gün,bugün,yan
yana,sırt sırta,omuz omuza,baş başa,el ele,haşa huzur,git gide,baş aşağı,eller
yukarı,ileri marş,sola çark,baş üstüne gibi gruplar böyle kısaltma
gruplarıdır.Umumiyetle vurguları başta bulunur.İsnat,genitif,datif,lokatif,ablatif
gruplarınında birer kısaltma grubu sayılabileceklerini yukarıda
söylemiştik,burada tekrar hatırlatalım.( PROF. DR. Muharrem Ergin, Türk Dil
Bilgisi, s.396-397)
Saygıdeğer
hocalarımızın kısaltma grupları hakkında yaptıkları çalışmalar göz önünde
bulundurularak genel hatlarıyla kısaltma grupları şu şekilde
sınıflandırılmıştır; isnat grubu, yaklaşma grubu, belirtme grubu, bulunma
grubu, ayrılma grubu, vasıta grubu eşitlik grubu ve ilgi grubu. Bu bilgiler
ışığında seçtiğimiz dört romandan (Peyami Safa’dan Canan ve Deli Gönlüm
romanları, Adalet Ağaoğlu’ndan Fikrimin İnce Gülü ve Yazsonu isimli iki
romanı) kısaltma grubuyla alakalı
cümleleri seçtik ve kısaltma grubuyla ilgili çalışmamızı sizlere sunduk.
Yaptığımız çalışma umarız ilim dünyasına ve özelliklede Türkoloji’ye katkıda
bulunur.